cep telefonu kayıtları mahkemede delil olur mu

Delillerdeesas alınması gereken elde edildiklerinde şahıs haklarına zarar verip vermedikleridir. Sonuç olarak facebook, twitter, instagram cep telefonu ve bilgisayar kayıtları delil niteliğine sahip veriler olup, boşanma davalarında delil olarak kullanılabilirler. Önemli olan yalnızca elde ediliş şekilleridir. Hemenbelirtelim ki, bu verilerin boşanma davasında delil olarak değerlendirilebilmesi için, hukuka uygun olarak elde edilmiş olması gerekmektedir. B)Facebook-Whatsapp – Instagram – Twitter Gibi Sosyal Medya Kayıtları Hangi Hallerde Hukuka Uygun Kabul Edilir? 17yıldır çalışan ev ekonomisine destek veren Şeyma G., isimli okurumuz, cep telefonu kullanan, dolmuşta giderken arabesk müzik dinleyen, sürekli olarak korna çalan sürücülerin trafik polisine şikayet edilmesi gerektiğini söyledi. Toplu taşıma kullanan binlerce vatandaşın aynı sıkıntıyı yaşadığını ancak başıma AYMTC Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Formu Öncelik Verilerek İvedi İnceleme Talepli Başvuru Başvurucu bir hakim ve savcı iken 23 Temmuz 2016 tarihli 667 sayılı KHK’nın 3 maddesine dayanılarak anayasanın 129 maddesini tamamen aykırı olarak hiçbir savunması alınmadan HSYK tarafından meslekten çıkarılmıştır.Hiçbir yargısal güvence sunulmadan hiçbir delil Cep telefonu görüşmelerinin kayda alınmasının ceza hukukunda delil değeri Özet: Katılanın sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşmeleri cep telefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği kayıtların, 5271 sayılı CYY'nın 135. maddesi kapsamında değerlendirmesi, bu bağlamda hakimkararı olmadığından bahisle hukuka aykırı kabul edilmesi olanaklı my stupid boss 2 full movie lk21. Sosyal medya, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle kişiler arası iletişimde kullanılan araçlardan biridir. Bu anlamda Whatsapp, Skype, Facebook, Twittter, İnstagram, Google Hangouts tüm sosyal medya uygulamaları ve yine e-mail yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yaygın kullanımla beraber bazı soruların da cevabı merak edilmeye başlamıştır. Örneğin boşanma davasında whatsapp kayıtları istenir mi? Sosyal Medya mesajları boşanmada delil olur mu? Sosyal medya kayıtlarının boşanma davalarında rolü nedir? Bu yazımızda bu ve buna buna benzer bir çok sorunun cevabını bulmaya çalışacağız. İçindekiler1 Sosyal Medya Mesajları Delil Olur mu?2 Sosyal Medya Kayıtları Hangi Hallerde Hukuka Uygun Kabul Edilir?3 Sosyal Medya Kayıtları Hangi Hallerde Hukuka Aykırı Kabul Edilir? Konuya İlişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin Kararı Kapsamında Uygulamada En Çok Karşılaşılan Hukuk Genel Kurulu Kararı Kapsamında Değerlendirme ve Kanaatimiz4 Sosyal Medya Kayıtları Boşanma Davasında Tek Başına Delil Olur Mu?5 Sonuç Sosyal Medya Mesajları Delil Olur mu? Eşler sosyal iletişim uygulamalarında; fotoğraf, yazı, video gibi verilerle her anını paylaşabildiği gibi üçüncü kişilerle de iletişim kurabilmektedir. Ancak bu durumla eşlerin sadakatsizliğe varacak veya şiddete ya da kötü hayat sürmeye yönelik tavır ve davranışları da ortaya çıkabilmektedir. Bu anlamda eşlerin bu tür iletişim uygulamalarındaki kayıtlarının delil değeri her geçen gün artmaktadır. Sosyal medya uygulamalarından elde edilen bu verilerin, özelikle boşanma davasında delil olup olamayacağı önem arz etmektedir. Hemen belirtelim ki, bu verilerin boşanma davasında delil olarak değerlendirilebilmesi için, hukuka uygun olarak elde edilmiş olması gerekmektedir. Hukuka uygun olarak elde edilen deliller de boşanma davasında istenebilir. Yani boşanma davasında whatsapp kayıtları istenir mi gibi bir sorunun cevabı şöyledir. Eğer hukuka uygun şekilde elde edildi ise istenilebilir ve delil olarak kullanılabilir. Sosyal Medya Kayıtları Hangi Hallerde Hukuka Uygun Kabul Edilir? Hukuka uygunluk bakımından bu kayıtlarının delil değeri yönüyle bir genelleme yapmak mümkün değildir. Her somut duruma göre değerlendirmek gerekir. Facebook, Whatsapp, Instagram, Twitter gibi sosyal medya mesajları delil olur mu? Ya da diğer bir ifadeyle boşanma davasında whatapp kayıtları istenir mi? sorusunun cevabı için aşağıdaki durumların gerçekleşmesi önemlidir. Eşin, bu uygulamalardaki hesabı üzerinden, herkese açık olarak paylaştığı fotoğraf, yazı, video gibi veriler veya yer bildirimleri önemlidir. Yine hesap sahibinin özel ve gizli alanına yönelik olmayan herkesin görebildiği diğer paylaşımlar, boşanmada davasında delil olarak kullanılabilir. Yine sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların, hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu değerlendirilmektedir. Eşlerin birbirlerine yönelik yaptığı paylaşımlar incelendiğinde ise, eşlerin kendi hesabındaki veriler delil olarak kullanılabilecektir. Eşlerden biri diğerine örneğin Whatsapp üzerinden hakaret veya tehdit etmişse, mağdur eş bu mesajların kendi telefonu üzerinden incelenmesini Mahkemeden isteyebilir. Bu kayıtlar özel hayatın gizliliğini ihlal etmeyecektir. Bu kapsamda mahkemece uzman bilirkişiden rapor alınarak, bu hususun tespiti yapılabilecektir. Sosyal Medya Kayıtları Hangi Hallerde Hukuka Aykırı Kabul Edilir? Whatsapp, facebook gibi sosyal medya kayıtları hangi hallerde hukuka aykırı olarak kabul edilir? Boşanma davasına konul edilebilir mi? Hukuka aykırı bile olsa boşanma davasında whatsapp kayıtları istenir mi? Bu konuyu aşağıdaki başlıklar halinde tartışabiliriz. Konuya İlişkin Mevzuat Türk Ceza Kanunu’nun TCK 134. maddesinde “Özel hayatın gizliliğini ihlâl” suçu düzenlenmiş olup, maddeye göre; “[1] Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. / [2] Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur” denilmektedir. Aynı Kanun’un 135/1. maddesine göre de, “Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” Yine aynı Kanunun 136/1. maddesine göre ise, “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun HMK “İspat hakkı” başlığını taşıyan 189/2. maddesine göre; “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz”. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin Kararı Kapsamında Değerlendirme Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07/03/2017 Tarih ve 2016/14742 E. – 2017/2577 K sayılı kararında da belirtildiği üzere; HMK 189/2. hükmü ile açıkça hukuka aykırı olarak elde edilmiş delilerin ispat gücü olmayacağı kabul edilmiştir. Böylece yargılamada ispat hakkının delillere ilişkin yönünün hukuki çerçevesi çizilmiştir. Bir davada ileri sürülebilecek her türlü delilin mutlaka hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması, eş söyleyişle “yasak delil” niteliğinde olmaması esası getirilmiştir. Anılan düzenlemeye göre, hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılan delillerin, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı, yargılama sırasında taraflarca sunulan delillerin elde ediliş biçiminin mahkeme tarafından re’sen kendiliğinden gözönüne alınması gerekeceği ifade edilmektedir. Böylece bir delilin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tesbiti halinde, diğer tarafça bu konuda itiraz ileri sürülmese dahi mahkemece bu sunulan delillerin caiz olmadığına karar verilerek, dosya kapsamında değerlendirilmemesi ilkesi benimsenmiştir. Yine hukuka aykırı olarak elde edilen bir delilin içeriği doğru dahi olsa “zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir” ilkesi nedeniyle mahkemece hükme esas-alınamayacaktır. Yani boşanma davasında whatsapp kayıtları istense bile bunun hukuka aykır olması durumunda delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır. Bu nedenle bahse konu kayıtların nasıl elde edildiği önemli olup, aksi halde TCK kapsamındaki yaptırımlara / cezalara muhatap olunabilir. Yine HMK 189/2. hükmü uyarınca da, boşanma davasında delil değeri olmayacaktır. Kişiler örneğin Whatsapp üzerinden eşin üçüncü kişilerle olan konuşma içeriklerini elde edemezler. Ancak GSM operatörleri üzerinden bir kısım iletişim kayıtlarının tespitini Mahkemeden isteyebilirler. Mahkeme de uygun görürse, ilgili GSM operatöründen bu kayıtları isteyebilir. Uygulamada boşanma davasına bakan mahkemeler, aranan numara, aranan tarih ve saat yahut mesaj gönderilen numara ve gönderim tarih ve saati gibi bilgileri ilgili GSM operatöründen istemektedir. Ancak cep telefonu hattı ile yapılan görüşmelerin içeriklerinin ilgili operatörden istenmesi talebi kabul görmeyecek ve reddedilecektir. Bu tarz kayıtların elde edilmesi, ancak ceza soruşturma ve kovuşturmalarında belirlenen usuller çerçevesinde, geleceğe yönelik olarak gündeme gelebilmektedir. Uygulamada En Çok Karşılaşılan Örnekler Bir eş diğer eşin şifresini ele geçirerek ondan habersiz sosyal medya hesaplarına gizlice girip, burada kamuya ifşa edilmemiş gizli nitelikteki içerikleri boşanma davasında delil olarak ileri sürerse, diğer eş hesabına rızasına aykırı girildiğini ortaya koyması halinde, Mahkemece bahse konu veriler delil olarak kullanılmayacaktır. Hesabı ele geçiren eşin bu davranışı, ceza hukuku anlamında yaptırımlara da konu olabilecektir. Bunun dışında, bir eşin, diğer eşin telefonuna yüklediği program ile elde ettiği görüşme kayıtlarının da hukuka aykırı delil olacağı açıktır. Whatsapp kayıtları boşanma davasında ileri sürülse bile delil niteliği taşımayacaktır. Kaldı ki bu delile dayanan eş yönüyle, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ilgili kararında da belirtildiği üzere, “eşinin telefonuna gizlice program yükleyerek görüşme kayıtlarının elde edilmesinin, eşinin özel hayatının gizliliğini ihlal etme” sonucunu doğuracağından, boşanma davası yönüyle aleyhe kusurlu bir davranış olarak Mahkemece değerlendirilmesine neden olacaktır Tarih ve 2016/16760 E. – 2018/5112 K.. Hukuk Genel Kurulu Kararı Kapsamında Değerlendirme ve Kanaatimiz Boşanma davasında whatsapp kayıtları istenir mi? sorusunun cevabını ararken karşılaşılan iki ayrı hukuki durumu göz önüne koymak istedik. Birincisi; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2002 yılında verdiği bir kararında, “aynı çatı altında yaşayan eşlerin özel hayatlarının iç içe geçtiğini, özel alan sınırlarının muğlaklaştığını, bu nedenle eğer bir eş diğerinin günlük, mektup veya fotoğraflarını zorla veya tehditle ele geçirmeyip evde bulmuşsa, diğer eşin özel alanına ilişkin olsa bile, bunların boşanma davasında delil olarak kabul edileceğine” karar vermiştir. Dolayısıyla aynı evde yaşayan eşlerin yaşamları ve özgürlük sınırları da ortak olduğundan, bazı verileri elde etmek için kanuna aykırı bir eylem / davranış da bulunmaksızın, bu verilere tesadüfen ulaşmaları da mümkün olabilmektedir. Fakat farklı bir hukuki görüşe göre ise; yaşanılan ortak konut içinde de olsa, eşlerin de kendi özel alanlarının bulunduğu, bu alanın mahremiyetinin hukuk tarafından korunması gerektiği; bu nedenle de bu mahrem alandan gizlice elde edilen verilerin delil olarak kabul edilmesinin hukuken doğru olmayacağı, ifade edilmektedir. Kanaatimizce burada “rıza” unsuru önem arz etmektedir. Konuyla ilgili TCK 26/2 maddesine göre, “Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez”, denilmektedir. Bu anlamda bir eşin, diğer eşe rızasıyla verdiği sosyal medya uygulaması şifresinin kullanılmasıyla elde edilen veriler, hukuka uygun olarak değerlendirilebilmektedir. Ancak burada şifrenin rıza ile verildiğini iddia eden eşin; bunu rızanın olduğunu Mahkemede ispatı önemli olacaktır. Sosyal Medya Kayıtları Boşanma Davasında Tek Başına Delil Olur Mu? Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıların ancak diğer delillerle desteklendikleri takdirde delil olarak hükme esas alınabileceğine, yönelik kararlar vermektedir 25/04/208 Tarih ve 2016/16661 E. – 2018/5566 K.. Bu bakımdan bu kayıtların özelikle tanık gibi en çok kullanılan diğer delillerle desteklenmesi gerekecektir. Dolayısıyla boşanma davasında whatsapp kayıtlarının istenir mi veya sosyal medya mesajları delil olur mu gibi soruların cevabı yukarıdadır. Yani diğer delillerle desteklenmesi halinde bu kayıtlar delil niteliğinde değerlendirilebilir. Sonuç Bu yazımızda gelişen teknolojinin günlük hayatımıza çok fazla girmesiyle birlikte oluşan hukuki bir durumun değerlendirilmesini yaptık. Boşanma davasında whatsapp kayıtları istenir mi 2021, sosyal medya kayıtları delil olur mu gibi soruların cevabını aramaya çalıştık. Bu anlamda da en etkili makaleyi yazdığımız düşünüyoruz. Ancak sonuç bölümünde dikkat edilmesi gereken çok önemli bir konuyu dile getirmek istiyoruz. O da boşanma davasında whatsapp gibi sosyal medya kayıtlarının elde edilmesi hususu. Eşler özellikle boşanma davalarında; diğer eşin sosyal medya uygulamalarından veya telefonundan gizlice veya hukuka aykırı olarak elde ettiği fotoğraf, yazı, video gibi verileri Mahkemeye sunmaları halinde; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi / kaydedilmesi veya özel hayatın gizliliğini ihlâl suçları gibi suçlardan mağduriyetler yaşayabilmekteler. Yukarıda hukuki değerlendirme bölümünde de bahsedildiği gibi bu tür deliller ancak diğer delillerle birlikte değerlendirilmektedir. Bu bakımdan konu hakkında hukuki destek alınması ve uzman bir boşanma avukatı ile sürecin yürütülmesi, faydalı olacaktır. Teknolojinin ilerlemesi ile çıkan bir çok teknoloji aletleri bizlerin yaşantısını kolaylaştırmak içindir. Bu yazımızda Telefon konuşmalarını Kaydetmek Yasal mı ya da Telefon konuşmalarını Kaydenen Programlar Suç Oluşturuyormu? merak edilenleri tek tek açıklayacağız Yayınlanma 19 Nisan 2019 Son Güncelleme 19 Nisan 2019 667 0Akıllı telefonlar ile birlikte gelen programlar bizler için ne kadar suç teşkil ediyor çoğumuz farkında değiliz. Bunun tam tersini söylemek gerekirse akıllı telefonlar bizim hayatımızı ne kadar kolaylaştırıyor ya da hakkımızı savunmamızda ne kadar yardımcı olabiliyor?Telefon Konuşmalarını Kaydetmek Yasal mı? Hayır. Telefon konuşmalarını kaydetmek yasal değildir ve suçtur. Yanlız. Bazen telefon görüşmeleri mahkemede delil olarakta kullanılabiliyor. Şimdi sıra ile gitmek gerekirse Anayasa’ nın 22 maddesine göre herkes haberleşme, iletişim hakkına sahiptir fakat kişinin gizliliği esas alınır. “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” kapsamında Kanunu’nun “TCK” 132 ve 139. maddeleri düzenlenmiştir. Kişinin gizliliğine yapılmış bir saldırı olduğu esası kabul edilerek yasalarca izinsiz konuşmaların kaydı alınması suç teşkil Dinleme Kayıt ProgramıKişiler akıllı cep telefonlarına bazen şaka amaçlı, bazen meraktan, bazende dedikoduları dinlemek, bazende herhangi bir sırrı ortaya çıkarmak için bu gibi programları cihazlarına yükleyebiliyorlar. Bu programların aslında kanunen yasak olduğunu ve suç teşkil ettiğini bilmedikleri için son zamanların en çok yüklenen programları arasında ne kadar masumca düşünsede hayatı kolaylaştırmak için yüklediklerini düşünselerde bu bir suçtur. İş hayatının yoğun temposu içinde not alacak zamanı bulamayan, fakat verilerinde gerekli olduğunu düşünerek adres, tel, banka hesap numarası gibi bilgileri bir yere kaydedemediği için o an ses kaydı yapma eylemine başvuruyorlar. Masum düşüncelerle yapılan bu girişimler ileri de cezai sorumluluk getireceğininde farkında olmalılar ki masumca yaptıkları eylemin hapis ile sonuçlandırı8lmasına zemn teşkil ettiğini akıllarından çıkarmamalıdırlar. Hele de bu gibi kayıtları kötü niyetle kullanmak isteyenlerin suçları daha da ne kadar yasal olup olmadığını bilmeden yüklemek ve kullanmak, karşı tarafın şikayetinin sonucu dava soruşturması olduğunda “ben bunu bilmiyordum” diyerek kendilerini savunsalar dahi ceza alma işlemini ortadan Kayıtları Delil Olarak Kullanılabilir mi?İşlenmekte Olan Bir Suçun ya da Haksız Bir Saldırı Olduğu Sırada Anlık Görüşme Kaydını Almak Suç Sayılıyormu?Bu gibi durumlarda telefon konuşmalarını kayıt etmek diğer konuşma kayıtları almak gibi değil daha farklılık gösteriyor. Şöyleki Eğer hakarete uğruyorsanız, taciz ediliyor ve çaresizseniz, rüşvet, cinsel saldırı, tehdit, iftira gibi suçlara maruz kalıyorsanız bu gibi suçlara karşı delil elde etmek için alınan ses kayıtları kişinin rızası olmadan alınan ses kayıt eyleminden çok maruz kaldığınız kötü olay ve saldırıyı sizin mahkemede kendinizi meşru müdafaa eylemi oluşturacağı bir savunma eylemi olarak kayıtlara mı? Kişiye yapılan kötü bir eylem, bir suç işleme sırasında, kötü davranışa maruz kalan kişinin bir daha bu anı, eylemi ispat edememe kanıt bulamama gibi durumlarda aniden geliştiği için bir daha kanıt bulamayacağı gibi durumlarda alınan ses kaydı suç oluşturmamaktadır. Kişiye yapılan kötü sözler, söz ile taciz eden, tehdit eden, cinsel saldırı sözleri, hakaret, dolandırma eylemleri vb. dolandıran insanların ses ve görüntü kaydını almak ve bunu delil olarak sunmak suç teşkil etmemektedir. Aksine mahkemede delil olarak kullanabilmektedir. Hukuka aykırı olarak elde edilen konuşöa kayıtları bu karardan ayrıdır, delil olarak kabul edilemez hükmü verilmiştir. Delil olarak sayılamayacak konuşma kayıtları nelerdir? Örnek olarak yazımızın ilerleyen kısımlarında ayrı paragraf olarak açıklaması yazılmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas 2012/5-1270, Karar 2013/248, Karar Tarihi kararını olduğu gibi aktaralım. Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için,İzinsiz Konuşmaları Kayıt Etmek Suç mu?Evet. Telefon görüşmelerinde sıradan birinin görüşmelerini kaydetmek suçtur. Herhangi bir dolandırıcı unsuru taşımayan konuşmalarda, taciz vb. gibi suç teşkil edecek konuşmaların dışında sıradan insanların telefon konuşmalarını izinsiz kaydetmek SUÇTUR. Hele ki görüşme kaydında olmadığınız konuşmaları dinlemek, kayıt etmek, tarafı olmadığınız konuşmaları kayıt altına almak hapis cezası ile sonuçlanan cezaları vardır, kanunen suçtur. Karşı tarafın haberi olmadan onun telefonuna dinleme ya da kayıt alma programları kurmak ve dinlemek SUÇTUR. Ayrıca bu konuşmaları diğer kişilere dinletmek, deşifre etmek, yaymak, herkesin ulaşabileceği yerlere yüklemek SUÇTUR ve hapis cezası ile Tarafı Suça Teşvik Eden Görüşmelerin Kayıt uğradığını beyan eden kişi, kendisini arayan kişinin telefonuna cevap vermez ise ve cevapsız aramalar sonucundan sonra, kurduğu bir plan dahilinde karşı tarafı arayarak, sorular sorarsa, karşı tarafı yönlendireceği konuşmalar yaparsa ve bu görüşmeyide planlı olarak kayıt altına alırsa bu yine SUÇTUR. Planlı konuşmalar yaparak aldığı kayıt hukuka uygun kabul edilmiş sayılmaz. SUÇTUR. Kurgu amaçlı yapılan ses kayıtlarıda suç teşkil etmektedirBoşanma Davalarında Ses Kayıtları Delil Olarak Kullanılabilir mi?Kurgu olmadığı sürece, yani planlanarak yapılmış bir kayıt olmadığı sürece, hukuka uygun olan ses kayıtları boşanma mahkemesinde delil olarak kullanılabilir hükmü olarak kişinin haberi olmadan yapılan ses kaydı ya da görüntüler, kişinin özel yaşamına, hak ve özgürlüğüne karşı bir saldırı olduğu için hukuka aykırı olduğundan asla delil olarak kullanılamamakta hatta suç oluşturduğu için cezai sorumluluğu taşımaktadır. Siz siz olun yapılan telefon konuşmalarını şaka yolla bile olsa kayıt altına almayın, başkalarına dinletmeyin, yaymayın. Hapis cezaları ile sonuçlanan bu eylemlerden uzak durmanın faydası vardır. Hukuk Forumları Bilişim Hukuku - Fikri/Sınai Haklar - Basın/Yayın Hukuku Bilişim Hukuku hukuk sitesi çoğu alanı kamuya açık ve okunabilir özelliktedir. Bu nedenle mevzuat Kanun, Yönetmelik, Tüzük,Yargıtay kararları, Anayasa Mahkemesi kararları, Danıştay içtihatları vb örnek davalar ve mahmeke kararları ile hukuk forum bölümün büyük kısmı ücretsiz ve herkes tarafından okunabilir olarak tasarlanmıştır. Ancak ister hukukçu Hakim, Savcı, Avukat, Akademisyen, Adliye Personeli, ister hukuka ilgi duyan vatandaş olun siz de bu kaliteli ve seçkin hukuki topluluğun üyesi olmak, haber ve bildirimlerden, hukuki etkinliklerden yararlanmak, hukuk forumları ve hukuksal tartışmalara katılmak için KAYIT OL linkinden üyelik işlemlerini kendiniz yapabilirsiniz. Siteye Facebook hesabı ile üye olabileceğiniz gibi form doldurmak suretiyle de üye olabilirsiniz. Site kurallarımızı kabul edip, ilgili formu doldurduktan sonra tarafınıza gelen onay e-postasını doğrulayarak sisteme kayıt işlemini tamamlamış olacaksınız. Hukukçular için önemli bilgi Hukukçu iseniz; Normal üyelik işlemlerini müteakiben, sitenin sadece hukukçuların yararlanabileceği Hukukçulara Özel Forum alanına üyelik başvurusu için gerekli şartlar konusunu okuyarak bu bölüme de müracaat edebilirsiniz. Bu bölüm kamuya ve diğer üyelere kapalı gizli olduğu gibi, sözleşme ve dava dilekçe örnekleri sadece hukukçulara mahsus bölüm üyelerince paylaşılabilmektedir. Hukuk Forum ve Sitenin teknik açıdan kullanımı hakkındaki ipuçları için Sık Sorulan Sorular SSS linkini inceleyebilirsiniz. Telefon mesajları delil olarak kullanılabilir mi? telefon mesajları ve telefon arama kayıtları savcılık vasıtası ile ilgili gsm operatöründen istenilip boşanma davasında delil olarak kullanılabilir mi?istenebilirse mesaj içerikleri gsm operatörü tarafından bildirilir mi? Hukuki NET Güncel Haber 04-01-2007 090757 Nedir? Mesaj içeriklerini öğrenebileceğinizi sanmıyorum ama kayıtları olarak ta kullanabilirsiniz. ancak bildigim kadarıyla savcılıga muracaat ettikten sonra,yapılan gorusmelr kayıt altına alınıyor..oncekiler degil. telefon mesajları telefondan silinmemişse delil olarak kullanılabilir. ancak dediğim gibi mesajın telefonda kayıtlı olması gerekir. gsm operatöründen mesajın tespiti mümkün olmaz diye düşünüyorum. savcılıktan talep etmeniz halinde geçmişe ilişkin sadece kim kimi ne zaman ne kadar süreyle aramış gibi bilgilere ilişkin bir döküm alabilirsiniz. bunun haricinde geçmişe ilişkin bir bilginin elde edilmesi mümkün değil. Telekominikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi, CMK da düzenlenmiş ve ancak katalog olarak öngörülen suçlar için düzenleme alanı bulabilir. Her istenilen koşulda telefon dinleme gerçekleşmez. İleriye dönük olarak eşimin bir başkasına yazdığı mesaj metinleri gsm operatörlerinden savcılık vasıtası ile istenebilir mi, operatörler bunu saklarlar mı? Okuduğum bazı makalelerde ceza davası olmadığı sadece bir boşanma davası olduğu için ve insan haklarına göre "iletişimin gizliliği" ilkesine göre bunun talep edilemeyeceği ifade başka türlü bir delilin bulunmadığı davalarda toplum yararına bu tür taleplerin savcılıkça kabul edildiği eşim bunları ben yazmadım, internetten biri benim numaramla göndermiş olabilir diyor hatta hatta benim bile göndermiş olabileceğimi mahkemede söyleyeceğini durumda ne yapabilirim? teşekkürler. Re Telefon mesajları delil olarak kullanılabilir mi? Delillere karşı savunmanın veya karşı delillerin neler olabileceğini ve nasıl değerlendirileceğini peşinen öngörmek mümkün değil. Açılacak bir davadan önce; delil tespiti yoluyla, iletişimin kayıt altına alınması talep edilebilir. CMK düzenlemesi, ceza soruşturmasını bağlar. Bir yargılama usul kuralını, başka bir yargılama usulünde kullanmak olmaz. Bu nedenle; """CMK buna engeldir""" denemez. Ancak; Mahkemelerin, bu tür delil tespiti taleplerini reddettiği de, bilinen bir gerçektir. Yine de, denenebilir. Ayrıca; ispat, elverişli her türlü vasıtayla olur. Örneğin; içeriğinin ne olduğu bilinmese de, evli bir erkeğe; sürekli aynı numaraya, gün içinde birden fazla şekilde, hatta, geceleri yoğun olarak mesaj göndermesinin nedeni; bu telefonu kullanan kadının kim olduğu ve aralarında ne gibi bir ilişki olduğu; Hakim vasıtasıyla, yargılamada sordurulabilir. Ayrıca; mesaj gönderilen kadın da, tanık olarak dinlenebilir. Re Telefon mesajları delil olarak kullanılabilir mi? öncelikle yanıtlarınız için çok teşekkür gsm operatörü "geçmişe dönük mesaj içerikleri kayıtlı değil, sadece hangi numaraya mesaj atılmış öğrenilebilir" diyor, diğeri "savcılık isterse mesaj içerikleri bildirilir" diyor. doğrusu nedir olursanız teşekkürler. Re Telefon mesajları delil olarak kullanılabilir mi? anladığım kadarıyla boşanmak istiyorsunuz ve boşanmanız da sırf bu mesajlara mı bağlı yani. başka, daha kolay bir yolu yokmu. Re Telefon mesajları delil olarak kullanılabilir mi? Gsm operatörlerinden mesajların çekildiği gün ve tarih belli oluyor ancak mesajlarda ne çekilmiş yada ne yazılmış bu belli cep telefonu olmayıpta yani normal telefon olsa bunlar savcılığa başvurduktan sonra sadece telefonlarla boşanmanız gerekiyorsa başka delillerde bulmanız olsun... Bu sayfada bulunan kavramlar mesajlar mahkemede delil olur mu, mesajlar delil sayılır mı, sms delil olur mu, mesaj delil sayılır mı, mesaj içeriği öğrenilebilir mi, http telefon mesajları delil sayılır mı, mahkeme delilmi ister, sms mahkemede delil sayılır mı, mesaj delil olur mu, boşanmada sms kayıtları, fecabook yazilari delil kullanirmi, boşanma davasında telefon mesajları, mesajlar delil olur mu, cep telefonu mesajları mahkemede delil olur mu, mesaj delil sayilir mi, mesajlar belgeden sayilirmi, sms mahkemede delil sayilir mi, tellefon mesajlari mahkemede delil olarak kullanilabilir mi, ileriye dönük smsler delil olarak kullanılır mı, boşanma davasında sms kayıtları, boşanma davalarında telefon kayıtları istenebilir mi, boşanma davasında telefon kayıtları istenebilir mi, cep telefonu mesajları delil olur mu, mahkemede telefon kayıtları delil olur mu Forum Benzer Konular Yanıt 1 Son İleti 20-04-2016, 150036 Yanıt 3 Son İleti 30-03-2016, 131250 Yanıt 2 Son İleti 19-02-2015, 100256 Yanıt 8 Son İleti 11-02-2010, 155554 Ses kayıtları delil olarak kullanılabilir mi? Saygıdeğer Avukatlarım, Ben şehir dışında devlet memuru olarak görev yapmaktayım, Memleketimde bulunan 2 katlı evimi liraya vermek istiyorum, Evimle... Yazan gencakademi07 Forum Ceza Hukuku Yanıt 9 Son İleti 25-12-2009, 173157 Yetkileriniz ™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor? Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır. ♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir? olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server sanal sunucu, Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management içerik yönetimi büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır. Hangi Diller kullanılıyor? Anadil 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir. Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir? 👨‍💻 Feyz Pazarbaşı [İstanbul] vd. Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor? Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak Re'sen yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları dosyası. ‼️ İtirazi kayıt çekince hususları nelerdir? Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz. 📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir? ☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur. This work is licensed under a Creative Commons Attribution International License. Hukuki NET Türkiye Turkey Türkiye Whatsapp Mesajları Mahkemede Delil Olur mu? Sosyal medya kayıtları, boşanma davasında delil olabilir mi? Yabancı bir sözlük tarafından 2018 yılı için seçilen kelimeyi biliyor musunuz? Momo fobi bu kelimeyi daha önce duydunuz mu? Uzmanlar tarafından cep telefonuyla iletişim olanağından uzak kalma korkusu yani kapsama alanı dışında kalma fobisi olarak nitelendirilip literatüre de bu isimle giren hemen hepimizin yaşadığı tedirginliğin global adı işte bu monofobi. Peki plana mı duydunuz mu? Eğer gittiğiniz yerde oturacağınız masayı belirlerken prize yakınlık mesafesini önemsiyorsanız ya da dışarıya çıktığınızda yanınıza mutlaka powerbank alıyorsanız veya evdeki yatağı koltukları masayı prizin konumuna göre ayarlıyor sanız, plague onami denilen şarj bağımlılığı fobisine sahipsiniz demektir. İlginç değil mi ya da gün içinde cep telefonunuzun titrediğini düşünüp baktığınız oluyor mu oluyor değil mi işte burada? Website deniyor. Yani titreşim anksiyetesi, diğer bir deyişle hayalet titreşim atağı. Tüm bunları anlatmamın nedeni teknolojinin hayatımızın tam kalbine yerleşmesi ile birlikte beraberinde ona bağlı birçok etkin korkunun ve fobinin de hayatımıza dahil olduğu gerçeğini göz önüne sermek. Özellikle artık onlar olmadan yapamadığımız ve neredeyse vücudumuzun bir parçası olarak gördüğümüz, bazen elimizde veya. Cebimizde iken dahi kaybettiğimiz düşüncesiyle evin içinde çılgınlar gibi aradığımız akıllı telefonlarımız daki uygulamalar son yıllarda gerek boşanma veya alacak davaları gibi hukuk davalarında gerekse de hakaret, tehdit gibi ceza hukuku konusu olabilecek. Birçok davada delil aracı olarak karşımıza çıkıyor. Bahsettiğim uygulamalar arasında whatsapp, web ve bazı flört uygulamaları yer alıyor. Her şeyden önce şunu bilmelisiniz. Mahkeme bir deli sunacaksınız. Onu mutlak suretle hukuka uygun şekilde elde etmiş olmalısınız. Yani ister bir ceza davası ister bir hukuk davası olsun. Eğer hukuka aykırı şekilde delil elde edip mahkemeye sunarsanız karşı tarafta sunulan delilin hukuka uygun şekilde elde edilmediği belirtirse de mahkemede buna kanaat ederse bu durumda hem o delili kullanamazsınız hem de muhtemelen özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğiniz verileri. Hukuka aykırı şekilde elde ettiğiniz için üstüne bir de şikayet halinde ceza davasıyla karşı karşıya kalırsınız. O yüzden bu kısmı çok dikkat etmek gerekiyor, iyi de nasıl hukuka uygun şekilde değerlendireceğiz? Bu soru aklımızdan geçiyor değil mi? Şöyle ki, örneğin whatsapp konuşmalarının boşanma davasında delil olarak kullanılmak istenmesi durumunda telefonunuza karşı tarafın, yani eşinizin hür zaaf ile gönderdiği tüm yazışmalar ses mesajları. Fotoğrafları delil olarak kullanabilirsiniz çünkü bunları zorla kimseden almadınız. Rıza sonucu telefonunuza geldi. Yani ortada ne eşinizin telefonunu zorla ondan alıp kendinize zorla mesaj yazdınız dedi. İçerisindeki bir fotoğraf izinsiz erişip aldınız. Bu sebeple özel hayatın gizliliğini ihlal, suçu ve verileri hukuka aykırı şekilde elde etme suçundan dolayı itham edemez siniz. Tabi yinede bir durumu atlamamak gerekiyor. Siz her ne kadar bu belgeleri. Mahkemeye sunsanızda onların hukuka uygunluğunu ve doğruluğunu denetleme konusunda ancak bilirkişi incelemesinden geçtikten sonra kesinlik kazandırılır. Sonuç olarak şöyle diyebiliriz, evet, watsapp içerikleri mahkemede belli olarak kullanılabilir. Ancak 2 şartla birincisi hukuka uygun şekilde elde edilmiş ise diğeri de bilirkişi bunların hukuka uygunluğunu ve gerçekliğini tespit ederse. About The Author hukukyasa Bu internet sitesine erişim sağlayarak bilgisayarınıza ya da yukarıda açıklanan aygıtlara çerezler yerleştrilebileceğini kabul etmiş bulunmaktasınız . Gizlice Alınan Ses, Görüntü ve Video Kaydının Delil Değeri Nedir? Gizli bir şekilde alınan ses, fotoğraf veya video kayıtları, hukuka uygun elde edildikleri takdirde özel hukuk davalarında ve ceza yargılamalarında delil değerine sahiptir. Sistematik ve planlı bir şekilde delil üretmek amacıyla gizlice/habersizce kaydedilen, bu nedenle hukuka aykırı bir şekilde elde edildiği kabul edilen ses, görüntü veya video kayıtları bir vakıanın ispatı için hukuk veya ceza mahkemelerinde delil olarak kullanılamaz. Makalemizde vatandaşların kendi çabalarıyla gizlice çekim yaparak elde ettikleri ses, görüntü ve video kayıtlarının delil değeri tartışılacaktır. Polis, jandarma veya diğer kolluk görevlilerinin bir soruşturmadaki görevi kapsamında elde ettiği ses, görüntü veya video kayıtlarının delil değeri başka bir yazının konusu olacaktır. Türkiye hukuk sisteminde hukuka aykırı elde edilen deliller yargıç tarafından hükme esas alınamaz Özel hukuk uyuşmazlıkları boşanma davası, alacak davası vb. hakkında mahkeme tarafından karar verilirken hukuka aykırı deliller bir vakıanın ispatında dikkate alınmaz HMK Ceza muhakemesinde “delillerin serbestliği” ilkesi mevcuttur. Ceza davalarında her şey delil olarak değerlendirilebilir. Ancak, şüpheli veya sanığın işlediği suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilebilir CMK Hukuka aykırı elde edilerek ceza davasında kanıt olarak ileri sürülen deliller hakim tarafından reddedilir CMK Mahkeme gerekçeli kararında hukuka aykırı delillerin hangileri olduğunu gösterir CMK Özellikle belirtelim ki, hukuka aykırı elde edilen gizli ses, fotoğraf veya video kaydı çoğu zaman suç teşkil eder. Bu kayıtları hukuka aykırı elde eden kişiler, 5237 sayılı TCK’nın “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen normlardan birini ihlal edebilir. Makalemizin son kısmında gizli yapılan ses, fotoğraf ve video çekimleri nedeniyle oluşan suçlar açıklanmıştır. Hukuka Uygun Olan İzinsiz Ses, Görüntü ve Video Kayıtları Hukuka aykırı elde edilen gizli görüntü ve video kayıtları ceza ve özel hukuk yargılamalarında delil olarak kullanılamaz. Ancak, belli durumlarda yaşanmış bir olayın tarafı olan kişilerin yaptığı kayıtlar hukuka uygun delil olarak kabul edilip ispat amacıyla kullanılabilir. Yargıtay uygulamasında göre, aşağıdaki şartların tümü bir arada gerçekleştiği takdirde elde edilen delil hem özel hukuk hem de ceza hukuku anlamında hukuka uygun delil olarak kabul edilir Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişinin kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan cinsel taciz, cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için kayıt yapması gerekir. Kendisine veya bir yakınına karşı işlenen herhangi bir suç veya suç teşkil etmese de haksız saldırı yokken yapılan her türlü kayıt hukuka aykırı olup delil değeri yoktur. Kayıt yapan kişinin veya yakınları aleyhine işlenen suç veya haksız saldırı, “tesadüfen” veya “ani gelişen bir olay” şeklinde cereyan etmelidir. Tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları suç teşkil eder. Ses, fotoğraf veya video kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma imkanından yoksun olması gerekir. Kolluk güçlerine başvurarak kanıtların elde edilmesi mümkünse yapılan kayıtlar hukuka aykırı hale gelir. Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişi kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleme ve yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla bu kayıtları yapmalıdır. Kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılması veya bu amaçla yapılması suç teşkil eder. Kayıtların sunulacağı yetkili makamlar; idari devlet birimleri, polis veya jandarma gibi kolluk görevlileri, savcılık veya mahkeme gibi adli makamlardır. Boşanma davası, alacak davası, tazminat davası gibi özel hukuk davalarında kişinin kendisinin veya bir yakının iddiasını ispatlamak amacıyla bir kereye mahsus yapılan kayıtlar da delil değerine sahiptir. Örneğin, kızını aldatan damadını bir kadınla birlikte sokakta sarılmış bir vaziyette gören kayınvalide bu durumu video kaydı ile tespit edip boşanma davasında kullandığında, yapılan kayıt hukuka uygun delil olarak kabul edilir. Özellikle belirtelim ki, özel dedektiflik bürolarının sistematik ve planlı bir şekilde özel hayatı ihlal edecek şekilde fotoğraf çekmesi, ses kaydı alması veya video kaydı yapması suç teşkil eder. Suç işlenerek elde edilen materyaller ise hiçbir ceza ve hukuk davasında delil olarak kullanılamaz Eşi olan şikayetçinin kendisini aldattığını ispatlamak için özel dedektiflik hizmeti veren diğer sanık ile anlaşarak, mağdur hakkında delil toplamasını istemesi üzerine, sanığın şikayetçinin … isimli bayanla kamuya açık bir kafede oturdukları sıradaki fotoğrafını çekmesi şeklinde gerçekleşen eylemi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur Alacak, Tazminat ve Boşanma Davasında Gizli Ses, Fotoğraf ve Video Kaydının Delil Olarak Kullanılması Özel hukukta “belge delili” her türlü ses, fotoğraf veya videoyu da kapsayan geniş bir anlama sahiptir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre; uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanun’a göre “belge” olarak kabul edilmektedir HMK Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda, mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslının verilmesini de isteyebilir HMK Belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncü kişi veya resmî makamlar, istenmesi halinde bunu mahkemeye vermek zorundadır HMK Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir HMK m. 219/1. Özel hukuk uyuşmazlıklarında boşanma, alacak, tazminat davası, iş davası vb. bir ispat aracı olarak kabul edilen “belge delili” hukuka uygun bir şekilde elde edilmelidir. Hukuka uygun elde edilmeyen belgeler hiçbir davada delil değerine sahip olmadığı gibi içeriği suç teşkil edebilir. Gizlice yapılan çekim neticesinde elde edilen ses veya video kaydı ile fotoğraflar boşanma davalarının önemli bir delil kaynağı haline gelmiştir. Ancak, boşanma davalarına ibraz edilen bu kayıtların delil olarak kabul edilebilmesi için doğal seyrinde yapılan bir sohbet veya görüntünün kaydedilmesi gerekir. Karşı tarafa özel sorular sorarak, yönlendirme veya tahrik etme suretiyle elde edilen kayıtlar “delil oluşturma” amacını güttüğünden, boşanma davasında da delil olarak kullanılamaz. Boşanma Davası Yargıtay Kararı Sanığın, eşiyle arasındaki boşanma davasında tanıklık yapan ve aynı zamanda bacanağı olan katılanın, duruşmada, eşinin başka bir kişiyle ilişkisi olduğunu bildiği halde ilişkiyi bilmediğine dair yalan beyanda bulunarak suç işlediğini ispat etmek amacıyla, katılanla yaptığı telefon görüşmesinde, “katılana özel olarak sorular sorarak”, katılanın cevaplarını ve aralarındaki tüm konuşmaları cep telefonuyla gizlice kayda aldığı, bilahare ses kayıtlarını CD’ye aktarıp ibraz ederek katılan hakkında yalan tanıklık suçundan şikayetçi olduğu ve kayıtları boşanma davasına da delil olarak sunduğu olayda; sanığın, bir daha delil elde etme olanağının bulunmadığı bir durumda iken, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, katılan hakkında yapacağı şikayete ve boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla hareket ederek gizlice kayıt yapıp, bu ses kayıtlarını içerir CD’yi, adli makamlara delil olarak sunduğu; Somut olayda, sanığın, hukuka uygun davrandığının kabul edilemeyeceği cihetle, atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçun yasal unsurları oluşmuştur Alacak davasındaki işçi alacağı, ticari alacak, adi alacak vb. iddiasını ispat amacıyla hareket ederek yönlendirme veya delil oluşturan davranışlar sergilenmeden tespit edilen ses, fotoğraf veya video kayıtları da delil değerine sahiptir. Ancak, bu delillerin alacağı veya hukuki ilişkiyi ne şekilde ispat ettiği Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ispat kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Alacak Davası Yargıtay Kararı Telefon konuşmalarının alacak davasına delil olarak sunulması eylemi yönünden yapılan incelemede; Sanıklardan …’un, sanık … ile katılan arasında gerçekleşen telefon konuşmalarını, katılan ile aralarında görülen alacak davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eyleminin TCK’nın 132/3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, alacak davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, bu eylem yönünden sanık …’in beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Hukuk Davası Yargıtay Kararı Davalılardan Berrin’in davacı ile aralarındaki iş bu davadan önce görülmekte olan hukuk davasında delil elde etmek üzere, diğer davalıları hasta gibi davacı doktorun muayehanesine yönlendirerek, muayene sırasında aralarında yaptıkları görüşmeleri gizlice kaydettirip dosyaya sunması karşısında yapılan bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, diğer bir deyişle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda ifade edildiği üzere, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Davacının konuşmalarının kendisinden habersiz olarak davalı Berrin’in yönlendirmesi ile diğer davalılarca kaydedildiği ve kayıt yapan davalıların davacıyı konuşmaya ve kendisini yönlendirmeye çalıştıkları bilirkişi tarafından dökümü yapılan ses kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu delilin hukuka aykırı olarak elde edildiği kabul edilmelidir İş davalarında işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıkların ispatı önemli bir çekişme konusudur. İşçilerin haksız bir şekilde işten atılmaları ve alacaklarının ödenmemesi vakıalarına sıklıkla rastlanmaktadır. Taraflar, iş sözleşmesinin feshinda haklılık, alacak miktarı, çalışma süreleri vb. birçok konuda aralarındaki görüşmeleri ses kaydına alabilmektedir. İş davalarında da ses kayıtları hukuka uygun olmak şartıyla delil olarak kullanılabilir. İş Davası Yargıtay Kararı günü bir kaç güvenlik görevlisi tarafından fiziki ve sözlü şiddete maruz kaldığını ve istifa etmesi konusunda tehdit edildiğini, daha sonra kendisine zorla istifa dilekçesi yazdırıldığını, bu hususun ibraz ettiği ses kaydında da mevcut olduğunu, iş sözleşmesinin haksız bir şekilde feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının bir başka arkadaşının hesabı üzerinden maaşların ödenmediği konusunda bir mesaj yayınladığını, bu davranışının işlerin aksamasına sebebiyet verdiğini, mesajı yayınlayan Saliha Koyun’a sorulduğunda bu mesajı kendisinin yayınlamadığını beyan ettiğini, yapılan araştırmada davacının bu mesajı yayınladığının ortaya çıktığını, davacının izinsiz, gizli bir şekilde başka bir çalışanın adı ile mesaj yayınladığını, maaşlarla ilgili herhangi bir aksaklığın mevcut olmadığını ancak davacının gayri ahlaki davrandığını, davacıdan savunma talep edildiğini ancak mesajın içeriğinin tekrarı olan savunmasını posta ile yolladığını, mesai arkadaşlarının hatalı davrandığını söylemeleri karşısında rahatsız olan davacının kendi isteğiyle istifa ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının hastane otomasyonu üzerinden başka bir personelin şifresini kullanarak işveren aleyhine mesaj yayınladığı, akabinde savunmasının istendiği, davacının savunmasında bu olguyu kabul ve ikrar ettiği ve sonrasında tarihinde istifa ettiği, ayrıca yürütülen Savcılık soruşturmasından davacının hakaret ve tehdide maruz kalmadığının anlaşıldığı, istifa dilekçesinin irade fesadı halleri içerisinde imzalattırıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, istifa ederek iş sözleşmesini sona erdiren davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatil ücreti taleplerinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ceza davası dosyasına davacının sunduğu ve çözümü yaptırılan ses kaydındaki konuşmalardan davacının istifaya zorlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının davacının iş akdini haklı nedenle fesih hakkı oluşmuş olsa dahi, baskı ve tehdit altında verilen istifa dilekçesinin geçerli olmadığı, istifa dilekçesinin gerçek istifa iradesini taşımadığı, davacının istifaya zorlanmasının işveren feshi niteliğini taşıdığı anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekir Y7HD İzinsiz Ses, Fotoğraf ve Video Kaydı Alma Suçları Yukarıda anlattığımız zorunluluklar dışında başkasına ait ses, fotoğraf ve videoları izinsiz ele geçirmek, kaydetmek veya yaymak suç teşkil edebilir. 5237 sayılı TCK’ya göre, gizlice/habersizce alınan kayıtlar şu suçların meydana gelmesine neden olabilir Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu İki kişi arasındaki konuşmayı, konuşmanın taraflarından herhangi biri kayıt altına alırsa, bu fiil suç değildir. Ancak, kaydedilen bu konuşmanın üçüncü kişilerle paylaşılması, TCK deki konuşmaların ifşa edilmesi suçunu oluşturur. İki veya daha fazla kişi arasındaki aleni olmayan bir konuşmanın üçüncü kişiler tarafından gizlice kayda alınması, dinlenmesi veya hukuka aykırı ifşa edilmesi yani üçüncü kişilerle paylaşılması konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturur. En az 3 veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi halinde, fail hakkında TCK gereği konuşmaların kaydedilmesi suçu nedeniyle hapis cezasına hükmedilmelidir. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu İki kişi arasındaki telefon, internet uygulamaları, e-mail yoluyla yapılan iletişimin gizlice/izinsiz bir şekilde üçüncü kişiler tarafından dinlenmesi veya kayda alınması halinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşur. İletişimin taraflarından biri görüşmeyi diğer tarafın rızası dışında gizlice kayda almasına rağmen, bu kaydı üçüncü kişilerle paylaşmadığı takdirde suç oluşmaz. Özel hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, özel hayata karşı işlenen diğer suçlara göre genel nitelikte olan bir suçtur. Yani, diğer özel suçlardan biri işlenmişse, içtima kuralları gereği fail özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile değil, işlenen özel suç nedeniyle cezalandırılır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, failin izinsiz bir şekilde mağdura ait bir özel hayat olayını veya bilgisini elde etmesi, kaydetmesi veya ifşa etesi ile oluşur. Özellikle belirtmek gerekir ki, iki kişi arasındaki konuşmayı taraflardan biri diğer tarafın rızası dışında kaydetmiş olsa dahi özel hayatın gizliliğini ihlal edecek bir takım ses, görüntü veya videolar söz konusuysa özel hayatın gizliliğini ihlal suçu vücut bulur. Gizli Alınan Ses, Fotoğraf veya Video Kayıtlarına Dair Emsal Yargıtay Kararları Yargıtay uygulamasına göre, gizlice yapılan ses, fotoğraf ve video kayıtlarının delil değerine ilişkin emsal kararlar şu şekildedir Telefon Görüşmesinin Tarafı Olan Kişinin Görüşmeyi İzinsiz Kaydetmesi Sanığın bacanağı, boşanma davasında kız kardeşinin sanığı aldatmadığını beyan etmiştir. Sanık ise bacanağının aldatma olgusunu bildiğini, yalan yere tanıklık yaptığını ispatlamak ve yalan tanıklık suçundan şikayetçi olmak için bacanağı ile yaptığı telefon görüşmesini planlı bir şekilde özel sorular sorarak izinsiz kayıt altına almıştır. Hazırlıklı ve planlı bir şekilde yapılan bu kayıt hukuka aykırı olup savcılığa sunulması ise “haberleşmenin gizliliğini ifşa suçu” olarak nitelenir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2015/20 karar. Ses Kayıt Cihazı ile Gizlice Çekilen Ses Kayıtlarının İfşa Edilmesi Fiilen de beraber oldukları dönemde, resmi nikahlı eşi katılanın sadakatinden kuşkulanan ve kendisini aldattığını düşünen sanığın, birlikte yaşadıkları evin mutfağına ses kayıt cihazı yerleştirerek katılanın bir kişiyle telefonda yaptığı konuşmalara dair seslerini kaydedip, bu kayıtları katılanın kendisini aldattığını söyleyerek müşterek arkadaşları N. ve D.’a dinletmesi, bilahare bu kayıtları açılan boşanma davasında mahkemeye delil olarak sunması biçiminde gelişen olayda; sanığın, kendisini aldattığı düşüncesiyle boşanma aşamasına geldiği katılan hakkında açacağı boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacıyla ses kayıt cihazı ile kayıt yaptığı, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği, ancak şikayetçiye ait ses kayıtlarını müşterek arkadaşlarına dinleterek ifşa eden sanık hakkında, TCK’nın 134/2. maddesi uyarınca özel hayatın gizliliğini ifşa suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmesi gerekir Yargıtay 12. Ceza dairesi – 2014/17251 karar. Hakaret Suçunun İspatlanması Amacıyla Gizlice Cep Telefonu ile Ses Kaydı Yapılması Performans değerlendirme toplantısında kendisine hakaret içerikli sözler söylenmesi nedeniyle sanığın üzerindeki cep telefonu ile gizlice kayıt yaptığı, eylemi başka türlü ispat etmesinin mümkün olmadığı yönündeki savunması ile bu savunmayı doğrulayan bilirkişi raporuna göre, sanığın başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken toplantıda kendisine yönelik hakaret içerikli konuşmayı kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olmadığı, bu nedenle sanığın kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşmadığı kabul edilmelidir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/10205 karar. Üç kişi Arasında Yüzyüze Yapılan Konuşmaların İzinsiz Telefona Kaydedilmesi Şikayetçinin kendi evine geldiği esnada ve eşi ile birlikte şikayetçinin evine gittiklerinde, aralarında geçen konuşmaları, cep telefonunun ses kaydetme fonksiyonunu kullanarak gizlice kaydettiği iddiasına konu olayda; şikayetçi, sanık ve sanığın eşi arasında gerçekleşen iletişimin, başkaları tarafından ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek aleni olmayan “söyleşi” niteliğinde olması ve sanığın doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı ya da ilgili kolluk makamlarına müracaat etmek veya hukuk mahkemesinde dava açmak yerine, katılan tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket etmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nun tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmelidir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/10220 karar. Telefon Konuşma İçeriğinin Başkasına Gönderilmesi Sanığın, yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan Selvi ile yaptığı özel bir telefon konuşmasını kaydederek, rıza olmaksızın katılan Selvi’in eşi katılan Murat’a göndermek suretiyle ifşa ettiği olayda; sanığın, tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın açıklaması nedeniyle, TCK’nın 132/3. maddesine uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu meydana getirir Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/18859 karar. Aldatma Zina Olgusunun İspatı Amacıyla E-mail Yazışmalarının İfşası Taraflar arasında hakaret, tehdit, kasten yaralama suçlarından açılmış çeşitli davalar bulunmaktadır. Müşteki erkek, kendi amcasına hiçbir kadınla ilişkisi olmadığını, eşi olan kadın sanık tarafından iftira atıldığını söylemiş, bunu duyan sanık da iftira atmadığını ispatlama çabasına girmiştir. Taraflar arasında uzun süredir devam eden geçimsizlik olup, katılanın, amcasına, herhangi bir bayanla gayrimeşru bir ilişkisinin bulunmadığını beyan ettiğini öğrenen sanığın, katılanın kendisini zan altında bırakan sözlerinin doğru olmadığını, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacıyla daha önceden bildiği katılana ait elektronik posta adresinin ve bu adresle bağlantılı facebook hesabının internet şifrelerini kullanmak suretiyle bilişim sistemindeki katılana özel kısımlara girdiği ve katılanın S. isimli bir bayana gönderdiği elektronik iletileri ele geçirdikten sonra, eşi tarafından aldatıldığının eşinin yakınları tarafından öğrenilmesini sağlamak amacıyla onlara göndermesi haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaz Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/13367 karar. Tehdit ve Hakaret Suçunun İspatı Amacıyla Gizlice Ses Kaydı Yapılması Katılanların daha önce kendilerine hakaret ve tehdit içerir sözler söylediklerini işiten sanıkların, sabit ev telefonundan katılanlarla yaptıkları görüşmeyi, hakaret ve tehdit vari sözlerin sarfı üzerine teyp cihazı yardımıyla katılanların rızası dışında kasete kaydedip, elde ettikleri teyp kasetini, katılanlar aleyhine tehdit ve hakaret suçlarından açılan ve kendilerinin şikayetçi olarak yer aldıkları davada, vekilleri marifetiyle, mahkemeye delil olarak sunmaları şeklinde gelişen eylemlerinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu işleme kastları yoktur Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2012/18217 karar. Boşanma Davasına Delil Olarak Sunmak Üzere İnternet Yazışmalarının Elde Edilmesi Sanık ile katılanın evli iken aralarında görülen boşanma davası bulunduğu, sanığın, katılanın kullandığı iki farklı mail adresini ele geçirdiği, bu mail adreslerinde kayıtlı bulunan katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların çıktılarını alarak, katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda; katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların, sanık tarafından katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemi, TCK’nın 132/2. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına dair hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay Dairesi - Karar 2016/10731. Eşin Hakaret Sözlerini Gizli Ses Kaydına Almak Suç mudur? Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan … tarafından şahsına sürekli hakaret edildiğini iddia eden sanık …ın, henüz boşanma davasının açılmadığı ve katılanla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, katılanın kendisine yönelik onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sözlerini gizlice kaydedip, söz konusu ses kayıtlarını, boşanma davasının görüldüğü mahkemeye vekili aracılığıyla verdiği olayda, Katılana ait ses kayıtlarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemez Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/3990. Kavga Görüntülerinin İzinsiz Kaydedilmesi Suç mudur? Yaşı küçük mağdur çocuğun kavga görüntülerinin kaydedilmesi TCK md. 134/1 ikinci cümlesi, bu görüntülerin internet ortamında yayılması da TCK md. 134/2 maddesi ihlal edilmiş olur. Her iki sanık açısından da özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmuştur. Yargıtay 12. Ceza - Karar No 2015/1677. Fotoğraf, Video ve Çıplak Görüntüleri İnternetten Başkalarına Gönderme Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, bilahare arkadaşlıklarının bitmesi üzerine, sanığın, katılanın arkadaşlarına, değişik zamanlarda başka elektronik posta adresleri üzerinden, katılanın tatilde deniz kenarında bikini ile güneşlenirken çekilen fotoğrafları, otelde bar ortamında çekilen fotoğrafları, eski erkek arkadaşları ile olan fotoğrafları ve msn üzerinden görüntülü görüşme sırasında çekilen çıplak ve yarıçıplak görüntüleri ile web kamera karşısında soyunurken çekilen video görüntüleri gibi özel yaşam alanına dair fotoğraf ve video görüntülerini rızası dışında göndermek suretiyle ifşa ettiği, ayrıca yine katılana yönelik hakaret içeren o…, namussuzluğu ve şerefsizliği sende gördüm, herkesle birlikte oluyorsun vb ifadeleri fotomontajlı çıplak fotoğraflarla birlikte katılanın arkadaşlarına gönderdiği olayda; tüm dosya kapsamı ile katılan ve tanık beyanları ile sanığın eylemleri sabit olduğundan mahkemece sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi hukuka uygundur Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/277. Konuşmaların Gizlice Telefona Kaydedilmesi ve Ses Kaydının İfşa Edilmesi Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ve ortak semboller söz, yazı, işaret vb. aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi, okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eyleminin TCK’nın 132/1-1. cümlesinde; anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle sabitlenmesi eyleminin TCK’nın 132/1-2. cümlesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal başlığı altında suç olarak tanımlandığı, bu madde kapsamında yer verilmeyen kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, koşulları bulunduğu takdirde, aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; haberleşme içeriklerinin, haberleşmenin muhatabı olan diğer kişi tarafından, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin TCK’nın 132/3. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği, Görüldüğü üzere, kişilerin kendi tarafı oldukları konuşma ve haberleşme içeriklerini kaydetmeleri TCK’nın 133/1. maddesi ve 132/1-2. cümlesi kapsamında suç olarak düzenlenmediği gibi, konuşmada, kişiler arasında vasıta bulunmaksızın iletişim gerçekleştiği halde, haberleşmede, elverişli bir araç sayesinde kişilerin iletişime geçtikleri, Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılanla aralarında geçimsizlik olduğu; ancak, fiilen aynı konutu paylaştıkları dönemde, katılanın, telefonda görüştüğü bir yakınına, evde yaşanan olayları aktardığını ve kendisine sürekli hakaret ettiğinden bahsettiğini düşünerek, katılanın konuşmalarını gizlice telefonuna kaydettiği iddiasına konu olayda, Sanığın eyleminin, kanıtlanması halinde, TCK’nın 132/1-2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği, TCK’nın 132/1-2. maddesinde, 6352 sayılı Kanunun 79. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki düzenlemeye göre, “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/10219. Boşanma Davasındaki İddianın İspatı Amacıyla Gizlice Ses ve Görüntü Kaydı Alınması Katılan sanık …’in aralarında anlaşmazlık bulunan eşi katılan sanık … hakkındaki iddialarını ispatlamak için Arzu’nun ses ve görüntüsünü kaydettiği olayda söz konusu içerikleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki diğer katılan sanık hakkındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, katılan sanık …’nun ise boşanmak istemediğini belirtmek için gelecekte gerçekleşme ihtimali bulunmayan sözleri söylemesi nedeniyle tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığına ilişkin yerel mahkemenin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/2513. Gizli/İzinsiz Ses Kaydının Boşanma Davasına Delil Olarak İbrazı Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan … tarafından şahsına sürekli hakaret edildiğini iddia eden sanık …ın, henüz boşanma davasının açılmadığı ve katılanla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, katılanın kendisine yönelik onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sözlerini gizlice kaydedip, söz konusu ses kayıtlarını, boşanma davasının görüldüğü mahkemeye vekili aracılığıyla verdiği olayda, Katılana ait ses kayıtlarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat hükmü kurulması gerekir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/3990. Gizli Kamera Yerleştirmek Suretiyle Memurun Zimmet Suçunun İspatı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin E fıkrasının g bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir 8. İş Mahkemesi’nde ara kararların yerine getirilmesi için taraflardan alınan pulların sürekli olarak azalması üzerine, pulların akıbetinin belirlenmesi için muhafaza edildiği yerleri gösterecek şekilde mahkeme personelince kaleme kamera yerleştirildiği, tarihinde Mahkeme hakimi ve bir zabıt kâtibi tarafından düzenlenen tutanak ile, tarihinde kaydedilen kamera görüntüsünde, öğle arası olması sebebiyle diğer bir zabıt katibinin masasındaki klavyesinin altına duran pulları davacının alarak kendi odasına götürdüğünün tespit edildiği, davacının disiplin soruşturmasına konu eylemi sebebiyle hakkında zimmet suçundan dolayı yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile davacının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, gizli kamera yerleştirmek suretiyle yasaya aykırı şekilde elde edilmiş kayıtların tek başına delil niteliğinin olmadığı, yaklaşık üç yıl boyunca davacıya isnat edilen suçtan dolayı kuşku duydukları halde kalem personeli ve Hakiminin kaybolan pullara dair herhangi bir tespit yapmadığı, konuyu yetkili makamlara taşımadıkları, tanık ifadelerinin görgüye dayalı olmayan, şüphe ve varsayıma dayanan ifadeler olduğu, bu ifadelerden davacının fiilinin sübuta erip ermediğinin tespitinin mümkün olmadığı, kaldı ki yargılandığı ceza davasında, davacının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat ettiği göz önüne alındığında, davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır Danıştay 16. Daire - Karar 2015/4219. Gizli Kaydedilen Telefon Görüşmesinin Boşanma Davasında Kullanılması Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan … tarafından şahsına ve ailesine sürekli hakaret edildiğini iddia eden sanık …ın, henüz boşanma davasının açılmadığı ve katılanla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, kayınvalidesi ile telefonla görüşmekte olan katılanın kendi ailesine yönelik açıklamalarını ve onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sözlerini gizlice kaydedip, söz konusu ses kayıtlarını yüklediği CD’yi boşanma davasının görüldüğü mahkemeye vekili aracılığıyla verdiği olayda, Katılana ait ses kayıtlarını içeren CD’yi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/13132. Boşanma Davasına Delil Olarak Sunulan Gizli Çekim Video Kaydı Sanık …in, 7 yıldır fiilen ayrı yaşadığı resmi nikahlı eşi olan mağdur …nın oturduğu eve, çocukları ile görüşmek için gittiği zamanlarda, konuşulanları ve evin görüntülerini, cep telefonu ile gizlice kaydetmek suretiyle TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Şikayete konu kayıtları içeren CD’lerin taraflar arasındaki boşanma davasının görüldüğü Ankara 9. Aile Mahkemesinin 2012/1002 esas sayılı dosyasına sunulduğu anlaşılmakla, anılan mahkemeden CD’ler istenip incelenerek ve söz konusu mahkemeye sunulan tarihli 25 sayfalık bilirkişi raporunun tamamının onaylı örneği dosyaya konularak, gerektiğinde yeniden alınacak bilirkişi raporu ve beyanlarla; çekimin mağdurun bilgisi ve rızası dışında yapılıp yapılmadığı, kaydedilen konuşmaların hangi tarihte, nerede ve kimler arasında geçtiği, kayda alınan konuşmaların özel bir gayret gösterilmeksizin başkaları tarafından da duyulabilen aleni konuşmalar olup olmadığı, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bir görüntünün ve/veya konuşmanın kaydedilip kaydedilmediği hususları açıklığa kavuşturulup, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, mağdur tarafından bir kısmı dosyaya sunulan onaysız fotokopiden ibaret tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınıp, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanık hakkında zincirleme şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/872. Özel Dedektiflik Bürolarının Gizlice Çektiği Fotoğraf ve Videolar Suç mudur? Mağdur … ile aralarındaki boşanma davası devam etmekte olan sanık …nin, eşinin başka erkeklerle gayri ahlaki ilişkisi olduğunu ve müşterek çocukları … ile ilgilenmediğini ispatlamak amacıyla, özel dedektiflik hizmeti veren diğer sanık … ile anlaşarak, mağdur hakkında delil toplamasını istemesi üzerine, sanık …nın, mağduru, 19 gün boyunca gizlice takip edip, mağdurun kamuya açık alanlarda bulunduğu sırada kimlerle nerede görüştüğünü, mağdurun konuta ve iş yerine geliş-gidiş saatlerini, oğlu …un bu süreçte nerelerde kaldığını tespit ederek, buna ilişkin fotoğraf ve video kayıtlarının yer aldığı CD’yi, tarihli “İş Sonu Raporu” ile birlikte sanık …ye teslim ettiği olayda, Sanıklara isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun sübut bulduğuna ve eylemlerin hukuki nitelendirmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/8242. Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Yoluyla Elde Edilen Delillerin Boşanma Davasında Kullanılması Davacı erkek tarafından sunulan ses kayıtlarına ilişkin CD’nin kadının “özel hayatının gizliliği” ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği anlaşılmaktadır. Hukuka aykırı delil, hükme esas alınamaz. Davalı-davacı kadının boşanmayı gerektirecek başkaca kusurlu bir davranışı ise kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar 2016/4800. Ses ve Görüntülerin Gizli Kamerayla Kaydedilerek Boşanma Davasına Sunulması Sanık ile katılanın evli olup aralarında geçimsizlik bulunduğu, katılanın, bir süre ayrı yaşayarak sanığa nafaka davası açtığı, dava sürerken tarafların tekrar bir araya gelerek aynı evde yaşamaya başladıkları, olay günü, sanığın, müşterek çocuk … dışarıda gezdirmek istemesi nedeniyle çıkan tartışmada, katılanın sanığa, küçük düşürücü, incitici ve sinkaflı sözlerle sövdüğü, sanığın da, sözkonusu tartışmaya ilişkin ses ve görüntüleri anahtarlık kamera ile gizlice kayda alarak ses ve görüntü kayıtlarını ilk önce Cumhuriyet Başsavcılığı’na ibraz ederek şikayetçi olduğu, bilahare, kayıtları nafaka davasına karşı açtığı boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda; ses ve görüntü kayıtlarını başkalarına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine karşı bir suç işlendiği kanaatiyle, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak ve karşılıklı açılan davalardaki iddialarını ispat etmek amacı taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından; beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay Dairesi - Karar2014/25543. Kavga Seslerinin İzinsiz Telefon Kaydına Alınarak Mahkemeye Delil Olarak Sunulması Sanığın, karısı olan ve aralarında şiddetli geçimsizlik bulunan katılan ile tartıştıkları sıradaki konuşmaları, rıza olmaksızın cep telefonu ile kayda alarak bilahare ses kayıtlarını, katılanın geçimsizlik nedeniyle açtığı boşanma davasına delil olarak sunduğunun iddia edildiği olayda; sanığın, tartışmanın şiddetlendiği, katılanın eline bıçak aldığı, seni şikayet ederim diye bağırıp çağırdığı, oramı, buramı keserim dediği, şikayet ettiği takdirde ispatlayamayacağını düşündüğü için yatak odasına geçip kapıyı kilitleyerek telefon kaydına geçtiği, bunları da boşanma davasına delil olarak sunduğu, suç işleme kastı bulunmadığı yönündeki savunması ile bilirkişi inceleme raporunda, katılanın, tartışmada sanığa yönelik hakaret ve tehdit suçlarını oluşturabilecek sözler sarfettiğinin anlaşılmasına göre, ses kayıtlarını başkalarına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlamak ve boşanma davasındaki katılanla geçimsizlikleri olduğu yönündeki iddialarını ispat etmek amacı taşıyan eyleminde hukuka aykırı davrandığı bilinciyle hareket etmediği, atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşmadığı anlaşılmıştır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/24858. Boşanma Davasında Kullanılmak Üzere Hukuka Aykırı Oluşturulan Deliller Yargısal uygulamada somut olayın özelliğine göre farklı yaklaşımlar olmakla birlikte temelinde bir delilin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ile hukuka aykırı olarak yaratılmasının farklı olarak ele alındığı, hukuka aykırı yaratılan delilin hiçbir şekilde kabul edilmemesine karşın, hukuka aykırı olarak elde edilen delil konusunda olayın özelliğine göre farklı değerlendirmelerde bulunulduğu görülmektedir. Nitekim, Yargıtay tarih ve 2002/2-617 E. 2002/648 Sayılı kararında evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davasında davalı kadına ait günlüğün delil olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışılmış ve kararda bu konuya dair olarak aynen;” Zehirli ağacın meyveleri’ olarak ifade edilen hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.” tespiti yapıldıktan sonra yukarda da işaret olunan öğretideki görüşlere yer verilmiş; ardından tarafların birlikte yaşadığı evde, davalı evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdid ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan …defterin yukarda anılan görüşler doğrultusunda delil olup olmadığı değerlendirilmiştir. Sonuçta “öncelikli olarak özel hayatın gizliliğinin korunmasının esas olduğu; ancak somut olayın özelliğinin bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içerdiği; kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılığın olacağı, hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş delillerin ise yasak bir delil olarak değerlendirilemeyeceği; Boşanma davasının zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir dava olduğu ve kocanın eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verilmesi halinde, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirileceği; aynı evde yaşayan kadının, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumda olduğu, kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesinin, bu mekan eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdükleri bir yer olduğundan kadın için gizli mekan kabul edilemeyeceği; hiç kimsenin evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamayacağı, özel hayatın gizli alanlarının, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebileceği” vurgulanarak davalıya ait günlük delil olarak kabul edilmiştir. Kararda üzerinde önemle durulan husus, delilin hukuki yollardan elde edildiğinin kabulüdür. Yine gün ve 2003/1-374 E- 2003/370 K. sayılı ilamında ise davacı tarafça muvazaanın kanıtı olarak sadece video kaseti deliline dayanılmış; kararda video kasetinin hukuka aykırı delil olmamakla birlikte, murisin ses ve görüntüsünün kaydedildiği ortam, murisin ses ve görüntüsünün alındığı tarih itibariyle yaşlı, hastalıklar içinde kıvranan, hastaneden çıkmak için yardım bekleyen, her türlü etkiye açık bir kişi olması sebebiyle bu delilin başlı başına muvazaaya kanıt olamayacağı kabul edilmiştir. Bir delilin mahkemece kabul edilebilmesi için, gerek öğretide yer alan ağırlıklı görüş, gerekse de Kararlarında ortaya konulan ölçüt; o delilin usulsüz olarak yaratılmamış olması ve hukuka aykırı biçimde elde edilmemesidir. Vurgulanmalıdır ki, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Somut olaya gelince; Mahkemece, hükme esas alınan CD, davalı kadının rızası dışında kaydedildiği gibi sırf boşanma davasında delil olarak kullanılmak amacıyla bir kurgu sonucu oluşturulmuştur. O halde bu şekilde oluşturulmakla usulsüz olarak yaratılmış bu delilin hükme esas alınması mümkün değildir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu - Karar 2012/70. Ses Kayıtlarının İzinsiz Kullanılması Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Dava, “hukuka aykırı olarak elde edildiği ileri sürülen ses kayıtlarının kullanılması nedeniyle manevi tazminat” davasıdır. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalılardan Berrin’in davacı ile aralarındaki hukuk davasında delil elde etmek üzere diğer davalılara davacı doktor ile yaptıkları görüşmeleri gizlice kaydettirip dosyaya sunması karşısında yapılan bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, diğer bir deyişle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olaya gelince, uyuşmazlık; davalılardan Berrin’in davacı ile aralarındaki iş bu davadan önce görülmekte olan hukuk davasında delil elde etmek üzere, diğer davalıları hasta gibi davacı doktorun muayehanesine yönlendirerek, muayene sırasında aralarında yaptıkları görüşmeleri gizlice kaydettirip dosyaya sunması karşısında yapılan bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, diğer bir deyişle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda ifade edildiği üzere, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Davacının konuşmalarının kendisinden habersiz olarak davalı Berrin’in yönlendirmesi ile diğer davalılarca kaydedildiği ve kayıt yapan davalıların davacıyı konuşmaya ve kendisini yönlendirmeye çalıştıkları bilirkişi tarafından dökümü yapılan ses kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu delilin hukuka aykırı olarak elde edildiği dosya kapsamı ile sabittir. Her ne kadar davalılar hakkında ceza mahkemesince “kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kaydetme” suçundan 5237 sayılı TCK’nun 133/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı neticeten 500, adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlayabilmesi için 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerekir. Eğer bu yönden kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa, hukuk hâkimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle somut olayda ortada ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından 53. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacaktır. Zira karar tarihi itibariyle sanıkların hükmün açıklanmasını talep etme ve sonuçta verilen kararı temyiz kanun yoluna getirme hakları bulunmamaktadır Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gün ve 2011/19-639 esas, 2012/30 karar sayılı ilamı . “Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını” ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gün ve 2011/4-61 E., 2011/79 K.; gün ve 2009/4-169 E., 2009/223 K. sayılı ilamları . Bu nedenlerle 53. maddesi kapsamında hukuk hâkimini bağlayıcı bir ceza mahkumiyeti bulunmamakta ise de, hukuk yargılamasında ceza mahkemesince tespit edilen maddi vakıaları değerlendirilmesi mümkündür. Özel Daire bozma gerekçesine konu teşkil eden Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun anılan içtihadının somut olaya uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Çünkü dava konusu olayda ani gelişen bir durum söz konusu olmadığı gibi, aksine davacı ile davalılardan Berrin arasında uzun süredir devam etmekte olan uyuşmazlıklar ve davalar bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bunun dışında bir daha kanıt elde edememe durumu da yoktur. Çünkü davacının muayenehanesine giden davalıların tanık olarak gösterilmeleri ve dinlenmelerine engel bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle davalıların eylemlerinin davacının kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğu kabul edilmelidir. Yargıtay HGK - Karar 2014/960. İzinsiz/Gizli Ses Kaydı Nedeniyle Tazminat Davası Dava konusu olayda; davacı avukatın, önceki vekil edeni olan dava dışı A.’ün hile ile avukatlık ücret sözleşmesi imzalattığını kanıtlamak amacıyla, davacının evinde isteği dışında gizlice sesini kaydettiği, daha sonra davacının ses kaydı bulunan CD’yi davalının avukatı B.’e vermiştir. Davalı avukat, konuşmaların gizlice kaydedilmesi nedeni ile CD’nin Ceza Muhakemesi Yasası’nın 206/2-a ve 217/2 maddeleri uyarınca hukuka uygun elde edilmiş delil niteliği taşımadığını bilmesi gerekir. Buna rağmen davalı ait İzmir 27. Noterliği’ne başvurarak CD’nin çözümünü yaparak emanete alınmasını istemiştir. Davalı noter başkatibi E. daire dışında notlar alıp çözümü yapmış, davalı noter katibi H. de tutanaklara geçirmiş, çözümleme ve emanet tutanağı noter başkatibi tarafından imzalanarak saklanmak üzere CD’yi emanete almıştır. Davalı noter, Adalet Bakanlığı’nın 93/27, 95/55 ve 98/16 sayılı genelgeleri gereğince, ceza soruşturması ve kovuşturmasına neden olabilecek bir konuda noterlerin tespit yapmaması gerektiği bildirilmesine rağmen bu hususa aykırı davranmıştır. İşlem noter katibi H. tarafından hazırlanarak başkatip E. tarafından imzalanmıştır. Davalı noter, genelgeye uygun işlem yapmayan katip ve başkatip üzerinde gerekli denetim ve gözetim, hatta onları bilgilendirme görevlerini yerine getirmediğinden kusurludur. Noter başkatibi E. ise, CD’nin daire dışında deşifre edilmiş çözümlerini tutanaklara geçirip noter adına imzaladığı için sorumlu bulunmaktadır. Davalı Noter Katibi H., sadece CD çözümünü tutanaklara yazmış olup herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından ona yönelen davanın reddi yerinde görülmüştür. Gizlice kaydedilmiş CD’nin kanıt olarak kullanılamayacağını bilmesi gereken ve çözüm yaptırarak emanete aldıran davalılardan Avukat B.’in eylemi, amacı böyle olmasa bile davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur. Dosyadaki kanıtlardan; ses kaydının yasaya aykırı olarak, gizlice elde edildiği anlaşılmaktadır. Gizli yollardan ses kaydedilmesi, davacının gizli kalması gereken ye açıklanmasında kamu yararı bulunmayan özel yaşamı ile ilgili sırların dışarıya yansıtılması, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur Yargıtay 4. Hukuk Dairesi - Karar 2010/7573. Boşanma Davasında Aldatmanın Zina İspatlanması Amacıyla Gizlice Ses ve Görüntü Kaydı 5237 sayılı TCK’nın 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşabilmesi için; iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi gerekmekte olup; belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, elverişli araçlar internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ve ortak semboller söz, yazı, işaret vb. aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 132/2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği, konuşmada, kişiler arasında vasıta bulunmaksızın iletişim gerçekleştiği halde, haberleşmede, elverişli bir araç sayesinde kişilerin iletişime geçtikleri; ayrıca, konuşmanın taraflarının, diğer tarafın bilgisi ve rızası dışında, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, 5237 sayılı TCK’nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup; koşulları bulunduğu takdirde, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği anlaşılmakla; Aksi kanıtlanmayan savunma ve dosya içeriğine göre; eşi olan katılanın sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanığın, katılanın kullandığı bilgisayara, temin ettiği monitör çoklayıcı ve VGA monitör kablosunu bağlayıp, üst katta bulunan kendisine ait boş daireye koyduğu başka bir bilgisayar monitöründen, katılanın kullanmakta olduğu bilgisayar ile bağlantı sağladıktan sonra, katılanın internet aracılığıyla yaptığı görüşmeleri gizlice takibe aldığı, günü, katılanın MSN yolu ile görüntülü görüşme yaptığını fark ederek, katılanın internet aracılığıyla yaptığı görüşmeyi izlemeye başladığı, bir ara katılanın erkek kardeşini çağırıp onunla, daha sonra yalnız başına görüşmeyi izlemeye devam ettiği, katılan ile katılanın iş yerinden tanıdığı bir erkek arkadaşının konuştuklarını, konuşma sırasında katılanın soyunarak, çıplak vaziyette karşısındakine cinsel içerikli sözler söyleyip, “sanal seks” tabir edilen ilişki içerisine girdiklerini gördüğü, ertesi sabah, cep telefonunun ses kaydetme fonksiyonunu açık bırakarak, odaya gizlice yerleştirdikten sonra, katılana bir önceki gece ile ilgili sorular sorup, isnatlarda bulunarak, katılanın konuya ilişikin verdiği cevapları ve aralarında geçen konuşmaları kaydettiği, ardından katılanın yaptığı görüntülü görüşmeden söz edip, cep telefonuna kaydetmiş olduğu konuşma içeriğini katılan aleyhine açtığı boşanma davasında mahkemeye delil olarak sunduğu iddiasına konu olayda; yapılan yargılama sonucunda, sanığın kastının bulunmaması nedeniyle atılı suçların yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, hükmün onanmasına karar verilmiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2012/14791. Facebook Mesajları Delil Olur mu? Davalı tarafça gönderilen Facebook mesajlarında davalının “ TL’lik borcuma ödeme planı çıkarsınlar ve ben de ödemeye başlayayım.” şeklindeki beyanları açıkça borcu kabul anlamında yorumlanmalıdır. Davalı anılan mesajların kendisi tarafından çekildiğini inkar etmediğine göre HMK’nın 199. maddesi anlamında belge niteliğinde kabulü gereken mesajlar doğrultusunda akdi ilişkiyi de inkar etmeyen davalının borcu açıkça kabul ettiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir Yargıtay 19. Hukuk Dairesi - KARAR NO 2016/2351. Tarihi Belli Olmayan İzinsiz Ses Kaydı Delil Olur mu? Dosyanın incelenmesinde, davaya konu edilen ve davalının katıldığı iddia olunan toplantıya ilişkin bir CD’nin dosyaya delil olarak sunulduğu, CD içerisinde yer alan ses kaydının çözümü yaptırılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporuna göre CD’de “… 2” isimli bir klasörün yer aldığı, bu klasör içeriğinin 32. dakikadan itibaren başlayarak amatör bir donanım vasıtasıyla kaydedildiği, kaydın kapalı bir ortamda kitleye sesleniş biçiminde olduğunun anlaşıldığı belirtilerek ses kaydının çözüm metninin mahkemeye sunulduğu konu olaya ilişkin delil olarak sunulan CD kaydının hangi tarihte ve ne şekilde kaydının yapıldığı dosyadan anlaşılamamaktadır. Şu durumda mahkemece, bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir Yargıtay 4. Hukuk Dairesi - Karar 2017/6911. Kamera Kaydı Yaparak Savcılık Dosyasına Sunmak Suç mu? Sanığın ayrı yaşadığı eşinin babası olan katılanın evine çocuklarını görmek için geldiğinde çıkan tartışmayı kamera ile kaydedip soruşturma dosyasına delil olarak sunduğu iddia edilen olayda, kayda aldığı görüntüleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine yönelen eylem nedeniyle başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, katılanın eylemini ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmaması nedeniyle yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar No2018/2516. Gizlice/habersizce yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları; bazı durumlarda hukuka uygun delil bazı durumlarda ise suç teşkil ettiğinden, bu şekilde elde edilen delillerin savcılık veya mahkemeye sunulmadan önce avukatlar tarafından değerlendirilmesinde yarar vardır. İstanbul Avukat Baran Doğan Hukuk Bürosu UYARI Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Makale Yazarlığı İçin Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

cep telefonu kayıtları mahkemede delil olur mu