diş arasında kalan yemek namaz abdesti bozar mı

Ancak namaz esnasında, dünyalık bir endişe ile ses çıkararak ağlamak kişinin namazını bozar, abdestini bozmaz (Mergınanî, el-Hidâye, II, 4,5). Bununla birlikte namazda Allah korkusu, cennet veya cehennemin hatırlanması vb. nedenlerle ağlamak abdesti bozmayacağı gibi namaza da zarar vermez. Kişi oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek olan her davranış orucu bozar. Yemek ve içmek ayrıca yenilip içilmesi alışkanlık olan her şeyi kapsamı içine alır. Diş fırçalamak yeme içme kapsamına girmediği için diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Diş fırçalamak orucu bozmaz. Dişlerinarasında kalmış olan bir yemek kırıntısı yutulursa, bakılır: Eğer az bir şey ise, orucu bozmaz: fakat çok olursa bozar. Nohut tanesinden küçük olan şey azdır, nohut tanesi kadar olan şey de çoktur. Bu bir ölçüdür. Dişlerin arasında kalan susam veya buğday tanesi gibi pek az bir şeyi yutmak orucu bozmaz. Diş Eti Kanaması Abdesti Bozar mı? İslam dininde büyük öneme sahip olan konulardan birisi abdesttir. Özellikle abdesti bozan durumlar en sık araştırılan konular arasında yer almaktadır. Abdest maddi temizlik olmasının yanı sıra esasen hükmi temizlik olduğu da bilinmektedir. Gusül (Boy Abdesti) Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği gerektiren hal cünüplüktür. Ayrıca kadınların hayız ve nifas kanlarının sona ermesidir. my stupid boss 2 full movie lk21. Orucun Arap dilindeki karşılığı “savm” kelimesi olup, bu kelime “bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına gelmektedir. Terim olarak ise, “tan yerinin ağarmasından güneşin batma vaktine kadar, bir gaye uğruna bilinçli bir şekilde yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durup nefsi dizginlemek” çok hüküm gibi oruç da, İslâm'ın ilk yıllarında değil de Medine döneminde farz kılınmıştır. Orucun farz kılınması tarih olarak hicretin ikinci yılının Şaban ayına içmek ve cinsel ilişkide bulunmak orucu bozan şeylerdir. Bunların hangi durumda sadece kazâ, hangi durumda kazâ ile birlikte kefâreti gerektirdiğini görelim. a Kazâ ve Kefâreti Gerektiren Durumlar Orucu bozup hem kazâ hem de kefâreti gerektiren durumların başında rama-zan günü oruçlu iken yapılan cinsel ilişki gelmektedir. Zaten Peygamberimiz oruç kefâreti hükmünü, o zaman vuku bulan böyle bir cinsel ilişki olayı üzerine ver-miştir. Oruç kefâreti konusunda eldeki tek örnek ve delil de budur. Bu bakımdan bütün fıkıh mezhepleri, ramazan günü oruçlu iken bilerek ve isteyerek normal cinsel ilişkide bulunmanın, hem kazâ ve hem de kefâreti gerektireceği konusunda görüş birliği etmişlerdir. Bir şey yiyip içmenin kefâreti gerektirip gerektirmediği konusu ise mezhepler arasında tartışmalıdır. Hanefîler, bilerek ve isteyerek bir gıda veya gıda özelliği taşıyan her türlü maddeyi almayı da bu hükme kıyas ederek, bu durumda da hem kazâ hem de kefâret gerekeceğini söylemişlerdir. Peygamberimiz zamanında cereyan eden ve oruç kefâretinin gerekçesi olan olay şudur Bir adam "Mahvoldum" diyerek Peygamberimiz'e gelmiş ve ramazanın gündüzünde eşiyle cinsel ilişkide bulunduğunu söylemiş, bunun üzerine Peygamberimiz;- Köle âzat etme imkânın var mı? - Hayır, yok. - Peş peşe iki ay oruç tutabilir misin? - Hayır. Bu iş de zaten sabredemediğim için başıma geldi. - Altmış fakiri doyuracak malî imkânın var mı ? - sırada Peygamberimiz'e bir sepet hurma getirildi. Peygamber bu hurmayı adama vererek yoksullara dağıtmasını söyledi. Adam "Bizden daha muhtaç kimse mi var?" deyince Peygamberimiz gülümseyerek "Al git, bunları ailene yedir" diyerek adamı gönderdi Buhârî, “Savm”, 30; Müslim, “Sıyâm”, 81; Ebû Dâvûd, “Savm”, 37. Bilerek ve isteyerek kaçınılması gereken üç şey yeme, içme, cinsel birleşme dışında bir sebeple orucun bozulması durumunda kefâret gerekmeyip sadece kazâ gerekir. b Sadece Kazâyı Gerektiren Durumlar Oruç yasaklarının başında yeme ve içme geldiğini, oruçlunun kasten yiyip içmesinin kazâ ve kefâreti gerektirdiğini biliyoruz. Buna ilâve olarak Hanefî fakihleri, beslenme amacı ve anlamı taşımayan ve esasen yenilip içilmesi mûtat normal, alışılmış olmadığı gibi insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi durumunda da orucun bozulacağını, fakat bunun kefâreti gerektirmeyeceğini söylemişlerdir. Çiğ pirinç, çiğ hamur, un, ham meyve yemek veya fındık, badem ve cevizi kabuğuyla yutmak böyledir. Bunlar yiyecek maddesi olmakla birlikte, bunların bu şekilde yenilmesi normal değildir ve hem de bunlar bu halleriyle insanın iştah duyacağı ve yemek isteyeceği şeyler değildir. Fakihler, şehvetin normal cinsel birleşme dışında tatmin edilmesinin de aynı kapsamda değerlendirileceğini ağza giren yağmur, kar veya doluyu isteyerek yutmayı, su içme kapsamında değerlendirerek orucu bozacağını; fakat, kişinin kastı olmaksızın boğaza inen yağmur, kar ve dolunun orucu bozmayacağını söylemişlerdir. Kusma, kasten yapılmadığı durumlarda orucu bozmaz. Kasten yapıldığında ise, sadece ağız dolusu olması halinde beri ortaya koymaya çalışılan oruç tutma esprisi ve orucun anlam ve amacıyla pek bağdaşmayan muhtemel bütün davranışları ve olayları tek tek sıralamak mümkün olmadığı için bu konuda şöyle bir açıklama getirmek doğru olur Orucun anlamı, Allah rızâsı için, gerek beslenme gerekse tat ve keyif alma kasıt ve arzusu içeren yiyip içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, özetle nefsi iştah ve şehvet duyduğu şeylerden mahrum etmektir. Bu yasağın ihlâli sayılan her davranış orucun mâna ve gayesine aykırıdır. Yeme, içme ve cinsel ilişki sayılan her davranış orucu bozar, kazâ edilmesini gerektirir. Kasıtlı olarak yapılırsa hem kazâ hem kefâret gerekir. Bayılma ve delirmenin orucu bozan şeylerden sayılması, esasen oruç yasaklarının ihlâli ile ilgili olmayıp, bütün mükellefiyetlerde ön şart olan bilinçlilik halinin geçici veya sürekli olarak yitirilmesi ile ilgilidir. Bu halin kapladığı günlerin kazâ edilmesinin istenmeyişi de aynı sebebe bağlıdır. Unutarak bir şey yemek ve içmekle oruç bozulmaz. Peygamberimiz oruçlu olduğunu unutarak yiyip içenlerin oruca devam etmelerini, onları Allah'ın yedirip içirdiğini söylemiştir Buhârî, “Savm”, 26; Müslim, “Sıyâm”, 17. Fakat yanlışlıkla hata yiyip içmek bundan farklı olup Hanefîler'e göre orucu bozar. Meselâ; bir kimse oruçlu olduğunun farkında olduğu halde kasıtsız olarak yanlışlıkla bir şey yese veya içse, diyelim ki abdest alırken ağzına aldığı sudan yutsa veya denizde yüzerken su yutsa orucu bozulur ve kazâ lâzım gelir. Şâfiîler orucu bozma kastı bulunmadığı için yanlışlıkla bir şey yiyip içmenin orucu bozmayacağını söylerken, Mâlikîler orucun anlamının imsak ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle, ister unutma isterse yanlışlık sonucu olsun, bir şey yiyip içmekle orucun bozulacağını söylemişlerdir. Sabah vaktinin girip girmediği konusunda şüphesi bulunan kimse yiyip içmeye devam ederken o esnada ikinci fecrin doğmuş olduğu ortaya çıksa oruç bozulur ve kazâ etmesi gerekir, kefâret gerekmez. Aynı şekilde güneşin battığını zannederek iftar ederken güneşin henüz batmadığı anlaşılsa yine kazâ gerekir. Ancak, bu durumda kefaretin gerekece?ini söyleyenler de vardır. Zira kişi, her iki durumda da zannı ile hareket etmiş ve yanıldığı ortaya çıkmış ise de zanların kuvvet derecesi aynı değildir. Birinci durumdaki zan güçlüdür; çünkü aslolan gecenin devam ediyor olmasıdır. İkinci durumdaki zan ise, bunun tersine zayıftır; çünkü aslolan gündüzün devam ediyor olmasıdır. Bu bakımdan güneşin batıp batmadığından şüphe eden kimse hemen iftar etmemeli, durumun netleşmesini beklemelidir. İmsak ve iftar vakitlerini gösteren bir takvim ve saatin bulunmadığı durumlarda kişi, kendi bilgi ve tecrübesiyle ictihad ederek ona göre davranır. Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulmuş olduğu zannıyla veya gece niyetlenemeyip gündüz niyetlendikten sonra, gündüz yapılan bu niyetin niyet sayılmayacağı zannıyla günün geri kalan kısmında bilerek bir şey yiyip içmek veya cinsel ilişkide bulunmak orucu bozar. Orucu bozacak fakat kefâreti de gerektirmeyecek bir davranıştan sonra, kişinin yiyip içmeye başlaması halinde, kural olarak kefâretin gerekmeyeceği belirtilmişse de, burada aslolan kişinin oruç tutma veya bozma konusundaki gerçek niyetidir. Amellerin niyetlere göre olduğu şeklindeki genel dinî ilkenin anlamı da budur. Bir şey yiyor veya içiyorken imsak vaktinin girdiğini anlayan kimse derhal yemeyi ve içmeyi bırakmalıdır. Bile bile yemeye veya içmeye devam etmesi halinde Hanefî imamlara göre bu kişiye kefâret gerekir. c İlâç Kullanmanın ve İğne Yaptırmanın Hükmü Ağızdan alınacak hap, şurup ve pastil gibi şeylerin orucu bozacağında görüş birliği bulunmaktadır. Çünkü bunlar doğrudan mideye inmekte, esasen tedavi amaçlı olsa bile dolaylı olarak beslenme niteliği de taşımaktadır. Göze, burun veya kulağa damlatılan ilâcın orucu bozup bozmayacağı konusu ise tartışmalıdır. Kimi âlimler, göze damlatılan ilâcın orucu bozmayacağı, kulak ve burna damlatılanın bozacağı görüşünde ise de, bunlardan burun içinin yemek borusuyla ve mideyle doğrudan bağlantısının bulundu-ğu, gözün dolaylı olarak boğaza açıldığı, kulağın ise mideyle böyle bir bağ-lantısının bulunmadığı düşünülürse, bunlardan sadece buruna konan ilâçlar hakkında ihtiyatlı olmak gerektiği sonucu çıkar. Böyle olunca, burna enfiye çekmek, boğaza inecek şekilde bol miktarda su çekmek gibi davranışlar orucu bozar. Bu organlara konan ve tamamen tedavi amaçlı ilâç ve damlalar ise orucu bozmaz. Çünkü bu son sayılan davranışın yeme ve içme, yani beslenme ve oruca karşı direnç kazanma faaliyeti sayılması isabetli yaptırma meselesine gelince Deri altına veya adaleye zerkedilen veya damardan yapılan iğnenin orucu bozup bozmayacağı konusu, ilk fakihlerin, yaralayıp vücuda giren bıçak vb. katı cisimler ile derin yara üzerine sürülen merhemin orucu bozup bozmayacağına ilişkin tartışmalarına göre belirlenmeye çalışılmıştır. Şöyle ki; a Ebû Hanîfe'nin “derin yara üzerine sürülen ve karın veya beyne ulaşan ilâcın/merhemin orucu bozacağı” yönündeki görüşünü alanlar, iğneyle vücuda bir şey zerkedilmesi durumunda orucun bozulacağını ileri sürmüşlerdir. Bu görüşte hareket noktası, tabii yollar dışından da olsa vücuda bir şeyin girmiş olmasının orucu bozacağı fikridir. İğne veya damar yoluyla alınan ilâç, serum veya aşı vücudun içine akıtılmış olmakta ve bütün vücuda yayılmaktadır. Beslenme sayılıp sayılmayacağı tartışılsa bile, bunların vücudu güçlendirdiği ortadadır. Bu şekilde alınan ilâç, gerek ağızdan alınsın gerekse iğneyle zerkedilmiş olsun, hiçbir şekilde kefâret gerektirmese de orucu bozar ve kazâyı gerektirir. İlâç almak veya iğne yaptırmak durumunda olan kimselerin ya o gün oruç tutmamaları ya da ilâç almayı ve iğne yaptırmayı sahur ve iftar vakitlerine almaları gerekir. b Buna mukabil Ebû Yûsuf ve Muhammed'in “derin yara üzerine sürülen merhemin orucu bozmayacağı” yönündeki görüşünü esas alanlar ise iğneyle vücuda bir ilâcın zerk edilmesi durumunda orucun bozulmayacağını söylemişlerdir. Ebû Yûsuf ve Muhammed, oruca "normal yollardan vücuda bir şey almaktan kaçınmak" şeklinde bir anlam yükledikleri için yaraya sürülen merhemin, karna veya beyne ulaşmış olmasının bir önemi olmayacağını, dolayısıyla bu durumda orucun bozulmayacağını söylemişlerdir. Eskiden fetvahâne ve daha sonra 1948 yılında Ezher Üniversitesi Fetva Komisyonu tabii delikler dışından vücuda giren bir şeyin orucu bozmayacağı yönünde fetva vermiştir. Çünkü bu tedavi yönteminin, ağız yoluyla ilâcın yutulmasına benzemediği açıktır. Bu noktadan hareketle, astım ve nefes darlığı sebebiyle ağza sıkılan spreyin zerrecikler halinde içeri gittiği doğru olsa bile bunların akciğerden öteye geçmediği ve mideye ulaşmadığı, gıda ve susuzluk giderme özelliği de taşımadıkları; bu sebeple bunların da orucu bozmayacağı ileri sürülmüştür. Ayrıca belli hastalıklara karşı korunmak maksadıyla yapılan aşıların hükmünde de tartışma bulunmakla birlikte, bu tür aşılarla vücuda mikrop verilerek bağışıklık kazandırmaya çalışıldığı, dolayısıyla bunların beslenme amaçlı olmadığı söylenerek oruca zarar vermeyeceği görüşü ağırlık kazanmıştır. Hangi görüş alınırsa alınsın, burada inisiyatif, tercih, karar ve tabii ki sorumluluk mükellefe ait olacaktır. Söz konusu olan şey bir ibadettir ve Allah rızâsı için yapılmaktadır. Bu bakımdan, oruç tutan bu şuurdaki insanların gerekmediği halde, hiç açlık, susuzluk ve sıkıntı hissetmeden oruç tutmak için bu yola tevessül edeceklerini düşünmek son derece anlamsızdır. Çünkü aklı olan herkes gayet iyi bilir ki içeriği boşaltılmış ve anlamı yozlaştırılmış ve göstermelik hale getirilmiş bir ibadetin hiçbir faydası olmadığı gibi, böyle yapan kişi sonuçta sadece kendi kendisini kandırmış olacaktır. Esasen dinimiz hasta olan veya tedavi sürecinde olan kişilerin oruç tutmamasına ruhsat vermektedir. Bu bakımdan ilâç kullanmak veya iğne yaptırmak durumunda olan kimseler, hem iyi bir tedavi görüp sağlığına kavuşmak, hem de ibadetlerini ileride huzûr-ı kalp ile ve içe sinerek yapabilmek gayesiyle tedavileri tamamlanıncaya kadar oruç tutmayabilirler. Bu tamamıyla kendilerinin karar vereceği bir konudur. Bununla birlikte bu kimseler, ramazan ayında herkesle birilikte oruca devam etmeyi arzu ediyor ve bu ibadet ayının mânevî havasından kopmak istemiyorlarsa, oruç için başka bir engelleri de yoksa, ikinci grup fakihlere ait olan ve ağırlıklı bulunan fetvayı esas alabilir, oruçlu oldukları halde tedavi ve aşı amaçlı iğneleri yaptırabilirler. ORUÇ TUTMANIN FARZ OLMADIĞI DURUMLAR Yolculuk İslâm, insanlara üstesinden gelemeyecekleri mükellefiyetleri yüklemez. Emirler takat ölçüsündedir. Yolculuk ise, zaman zaman meşakkat ve sıkıntıların olduğu bir durumdur. Böyle bir durumdaki Müslüman yolculuğun vereceği meşakkat karşısında oruç tutmada zorlanabilir. Bundan dolayıdır ki Cenab-ı Hakk, Bakara suresinin 184. âyetinde bu durumdaki kimselere oruç tutmama noktasında ruhsat vermiştir. Seferde iken oruç tutmayan daha sonra kaza eder. Ancak dileyen kimseler, yolcu oldukları halde bu orucu tutabilirler. Hastalık Yüce Yaratıcı, oruç tutamayacak kadar hasta olan kimselere de ruhsat vermiş, oruç mükellefiyetinden onları istisna etmiştir. Bunlar iyileştikten sonra tutamadıkları orucu kaza ederler. Burada hastalığı tam olarak tarif etmek gerekir. Hastalık, insanın hayatî fonksiyonlarının muntazam şekilde seyir etmemesi veya etraftan gelen uyarılara cevap verilmeme hali olarak tarif edilebilir. Hastalık, oldukça ciddi ve tedavi gerektiren bir durum olabileceği gibi basit bir rahatsızlık da olabilir. Bu ayırımı yapmayı yani oruç tutup tutmaması gereken kimseleri ayırmayı İslâm, Tabib-i Müslim-i Hâzık'a, müslüman mütehassıs hekime bırakmıştır. Tabiatıyle rastgele bir kimseye danışarak oruç tutmamak Allah katında o şahsa manevî mesuliyet yükler. Gebelik ve çocuk emzirmek Gebe olan ya da çocuğunu emzirme durumunda olan kadınlar, gerek kendilerine, gerekse çocuklarına bir zarar gelmemesi için, oruç tutmama noktasındaki ruhsata dahildirler ve daha sonra müsait olduklarında kaza ederler. Bkz İbn Mâce, Sıyâm 3 Yaşlılık İslâm, oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimselere ruhsat tanımış, tutamadıkları her gün için bir fakir doyurmak suretiyle bu onları bu ibadetten muaf tutmuştur. Aşırı açlık ve susuzluk Oruçlu olan bir kimse, aşırı açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalsa, orucun, onun beden ve ruh sağlığını ciddi boyutta etkileyeceğinden endişe etse yahut doktor bu hususta kendisine tutmaması noktasında rapor vermiş olsa, bu kimse de oruçtan muaf tutulmuş olup, sağlığına kavuştuğunda, tutamadığı günler kadar tutmak suretiyle bu ibadeti yerine getirmiş olur. İkrah Yani zorla oruç tutturulmamak halidir. Birisi oruç tutana, "Orucunu bozmazsan seni öldürürüm veya bir uzvunu keserim" diye tehdit etmişse, dediğini yapmaya gücü yetiyorsa, oruçlunun orucunu bozması mübah olur. ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER NELER? * Unutarak yemek içmek ve cinsî münasebette bulunmak. Unutarak yapılan bu işler orucu bozmaz. Ancak oruçlu olduğunu hatırladığı anda, bu işleri yapmayı bırakması gerekir. * Birinin unutarak yiyip içtiği görülürse, eğer yiyip içen adam, güçsüz, zayıf ve ihtiyar birisi ise hatırlatmamak daha iyidir. Zira bu, Allah'ın, o kimseye, güçsüzlüğüne merhameten orucunu unutturmak suretiyle ikram ettiği bir rızıktır. Unutarak yiyip içen kimse güçlü, kuvvetli biri ise hemen hatırlatılmalıdır. * Uyurken ihtilâm olmak. * Hanımını öpmek, elle tutmak, okşamak.. Bu durumda meni gelmedikçe oruç bozulmaz. * Kadına el sürmeden sadece bakmak veya şehevî konuları düşünmek sebebiyle tahrik olup meninin gelmesi. * Geceden cünüp olan kimsenin, yıkanmayı sahurdan sonraya, oruçlu vaktine bırakması. * Ağza gelen balgamı yutmak. * Kafasından burnun içine gelen akıntıyı çekip yutmak. * Denize, yahut başka bir suya dalınca, kulağa su kaçması. * İstek dışı olarak boğaza sigara dumanı gibi keyif verici bir duman girmesi. * Boğazına toz veya sinek kaçmak. Gözyaşı veya yüz teri ağza girecek olsa, eğer bir-iki damla kadarsa orucu bozmaz. Ancak tuzluluğu bütün ağız içinde hissedilecek kadar çok olup oruç hatırda iken yutulursa orucu bozar. * Sahurdan dişleri arasında kalmış nohut tanesinden küçük bir şeyi yutmak.. Nohut tanesinden büyük olursa orucu bozar. * Hariçten susam veya buğday tanesi kadar bir şeyi ağzına alıp yavaş yavaş ve tadı boğazına varmayacak şekilde çiğneyip yok etmek. * Kendiliğinden gelen kusuntu, yine kendiliğinden geriye gitse, ağız dolusu bile olsa orucu bozmaz. Kusma isteğiyle ağza getirilen az miktardaki kusmuk ise kendiliğinden içeri gitse orucu bozmaz. Fakat miktarı ağız dolusu ise orucu bozar. * Kan aldırmak. * Göze sürme çekmek. * Derideki gözeneklerden içeri giren şeyler orucu bozmaz. Buna binaen, vücuda sürülen yağ veya yıkanılıp soğukluğu içeri nüfuz eden su, orucu bozmaz. Çünkü bunlar yoluyla içeri girerler. * Baş veya karındaki bir yaraya konulan ilâç, vücuttan içeri girmedikçe oruç bozulmaz. ORUCU BOZUP YALNIZ KAZÂYI GEREKTİREN DURUMLAR * Yenilip içilmesi normal, alışılmış olmayan ve insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozar ve sadece kazayı gerektirir. Taş, toprak, çiğ pirinç, çiğ hamur, un gibi insanların normalde yemediği şeyleri yemek orucu bozar ve sadece kazayı gerektirir. * Henüz içi olmamış yeşil cevizi yemek. Veya bademi, fındığı ve kuru fıstığı kabuğuyla birlikte çiğnemeden yutmak. * Arka yola fitil koymak, ilâç akıtmak. * Burna ilâç çekmek. * Kulağın içine yağ damlatmak. * Boğaza huni ile bir şey akıtmak. * Karında veya başta bulunan herhangi bir yaraya sürülen ilâcın vücuttan içeri nüfuz etmesi. * Boğaza kaçan yağmur, kar veya doluyu istemeyerek yutmak. * Abdest alırken boğazına veya burna su çekerken genzine hata ile suyun kaçması. * İsteyerek boğazına veya burnuna duman çekmek. Sigara, anber gibi lezzet ve keyif verici bir duman olursa kefaret de gerekir. * Ramazan günü zor kullanmak suretiyle yapılan cinsel ilişkiden dolayı, bu işe zorlanan kimseye sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez. Zor kullanmak, can almak, bir organı kesmek veya bunlardan birine sebebiyet verecek şekilde dövmekle yapılan zorlamadır. Üzüntü ve acı verecek derecede olan dövmek veya sadece hapsetmek suretiyle yapılan bir zorlamadan dolayı Ramazan orucunu bozmak kaza ile birlikte kefareti de gerektirir. * Dişleri arasında kalan nohut tanesi kadar olan bir şeyi yemek. * Kendi isteğiyle dışarı kusmak. Bu kusma ağız dolusundan az da olsa orucu bozar. * Ağız dolusu kendiliğinden gelen veya isteyerek getirilen kusmuğu mideye çevirmek. * Sahur vakti geçtiği halde, geçmedi zannıyla sahur yemek. * Güneş battı, iftar oldu zannıyla oruç bozmak. * Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak. İsterse kasden olsun.. * Hanımını öpmek, okşamak, sarılma, sebebiyle erkekten ve kadından meninin gelmesi. Şehvetle sadece mezinin gelmesi ile oruç bozulmaz. * Ramazan orucunu tutmaya niyet etmeden gündüz yiyip içmek de sadece kazâyı gerektirir. Kefaret icab etmez. Çünkü kefaret oruç tutmamanın değil, tutulan orucu bozmanın cezasıdır. Fakat böyle bir şey günahtır. Tevbe etmek gerekir. * El ile meni getirmek istimna' - mastürbasyon. * Kan yutmak. Çoğunluğunu tükürük teşkil eden ağızdaki az kanı yutmak orucu bozmaz. Ağlayınca oruç bozulur mu, sorusunun yanıtı merak edilen konular arasında yer alıyor. Dini konular hakkında araştırma yapanlar ağlayaınca oruç bozulur mu konusunu detaylı bir şekilde inceliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı da Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı vasıtasıyla ağlayınca oruç bozulur mu konusunda fetva yayınladı. İşte, detaylar...AĞLAYINCA ORUÇ BOZULUR MU?Oruçluyken ağlamak orucu bozmaz. İçilen, yenen bir şey ya da birliktelik durumlarında orucumuz bozulmaktadır. Ağladığımız zaman oruç bozulmaz. Çünkü ağladığımızda ağzımıza veya burnumuza su girmiyor. Haliyle ağlayan bir kişinin orucu bozulmaz ve oruç tutmaya devam VEYA NAMAZ DIŞINDA AĞLAMAK ABDESTİ BOZAR MI?Her ne sebeple olursa olsun namaz dışında ağlamak ve buna bağlı olarak gözden yaş akması abdesti bozmaz. Ancak namaz esnasında, dünyalık bir endişe ile ses çıkararak ağlamak kişinin namazını bozar, abdestini bozmaz Mergınanî, el-Hidâye, II, 4,5. Bununla birlikte namazda Allah korkusu, cennet veya cehennemin hatırlanması vb. nedenlerle ağlamak abdesti bozmayacağı gibi namaza da zarar BOZAN DURUMLAR NEDİR?Orucun temel unsuru, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 386-387. Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilaçlar da aynı hükme MEZHEBİNE GÖRE ORUCU BOZMAYAN DURUMLAR NELERDİR?Orucu bozmayan durumlar için Hanefî mezhebi esas alınıp şöylece sıralanabilir- Ağız dolusu bile olsa kendi isteğiyle olmaksızın Boğazına su kaçmamak kaydıyla serinlemek için yıkanmak veya Suyla ıslatılmış bile olsa misvak veya diş fırçası Göze sürme Balgam veya burun akıntısını yahut ağzı çalkaladıktan sonra kalan yaşlığı tükürükle Güzel koku sürünmek veya Oruçlu olduğunu unutarak oruç yasaklarını ihlâl etmek. - Cünüp olarak veya hayız yahut nifas kanı gece kesildiği halde gusül abdesti almadan OLMAK VEYA İĞNE VURULMAK ORUCU BOZAR MI? Oruç ; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur. Bu sebeple, besin değeri taşımayan aşılar orucu devam eden hastalar, sağlıklarına kavuşup tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyorlar ve oruç tutmalarına da başka bir engel bulunmuyorsa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imkâna sahip olmayanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptıranların, ağızdan aşı alanların damardan serum ve kan verilenlerin orucu bozulur. Daha sonra bu oruç kaza BOZAN ŞEYLER NELERDİR?Orucun temel unsuru, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 386-387. Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilaçlar da aynı hükme SPREYİ KULLANMAK ORUCU BOZAR MI?Tedavi amacıyla buruna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0, 06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmazadan ağzı su ile çalkalamadan sonra ağızda kalan rutubette olduğu gibi orucu bozacak düzeyde görülmemiştir. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla burun damlası orucu bozmaz DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar.AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMEK İÇİN AĞIZ SPREYİ KULLANMAK VEYA SAKIZ ÇİĞNEMEK ORUCA ZARAR VERİR Mİ? DİYANETAğız ve burundan alınıp mideye ulaşan her şey orucu bozar. Bu itibarla, ağız kokusunu önlemek veya diş ağrısını gidermek maksadı ile ağza sıkılan sprey ve benzeri maddeler yutulur da mideye ulaşırsa orucu bozar, yutulmazsa üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar dikkat edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınmak mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu bozar İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 395, 396. Öte yandan, hangi sakızın orucu bozmayan türden olduğu bilinemeyeceğinden oruçlu iken sakız çiğnemekten DAMLASI ORUCU BOZAR MI? DİYANET'E GÖREKonunun uzmanlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç, miktar olarak çok az 1 mililitrenin 1/20'si olan 50 mikrolitre olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesâmat gözenekler yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla göz damlası orucu bozmaz. DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Kâsânî, Bedâî', II, 98.KULAK DAMLASI ORUCU BOZAR MI?Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla kulak damlası orucu bozmaz DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Merğînânî, el-Hidâye, II, 263; Kâsânî, Bedâî', II, 98; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 367, 376. Dini bilgiler Ramazan Oruç Dini Gündem Yaşam Haberler Orucu bozan durumlar çok merak ediliyor. Özellikle Ramazan ayında oruç tutarken hangi durumlar orucu bozar hangileri bozmaz araştırılıyor. Peki diş kanaması orucu bozar mı? Oruçluyken diş eti kanaması orucu bozuyor mu? Hanefi, Şafii, Hanbeli ve Maliki mezhebine göre diş kanaması orucu bozar mı fetvası nedir?DİŞ KANAMASI ORUCU BOZAR MI? DİYANET'E GÖREDiş kanaması orucu bozmaz. Ancak çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla olursa yutulması hâlinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Daha az miktarda olan kan ise dikkate alınmaz Haddâd, el-Cevhera, I, 173.DİŞ YARASINDAN ÇIKAN KANIN TÜKÜRÜK İLE YUTULMASI ORUCU BOZAR MI? DİYANETDiş kanaması orucu bozmaz. Ancak çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla olursa yutulması hâlinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Daha az miktarda olan kan ise dikkate alınmaz Haddâd, el-Cevhera, I, 173.HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE ORUCU BOZMAYAN DURUMLAR NELERDİR?Orucu bozmayan durumlar için Hanefî mezhebi esas alınıp şöylece sıralanabilir- Ağız dolusu bile olsa kendi isteğiyle olmaksızın Boğazına su kaçmamak kaydıyla serinlemek için yıkanmak veya Suyla ıslatılmış bile olsa misvak veya diş fırçası Göze sürme Balgam veya burun akıntısını yahut ağzı çalkaladıktan sonra kalan yaşlığı tükürükle Güzel koku sürünmek veya Oruçlu olduğunu unutarak oruç yasaklarını ihlâl etmek. - Cünüp olarak veya hayız yahut nifas kanı gece kesildiği halde gusül abdesti almadan KANAMASI VE DİŞ YARASINDAN ÇIKAN KANIN TÜKÜRÜK İLE YUTULMASI ORUCU BOZAR MI?Diş kanaması orucu bozmaz. Ancak çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla olursa yutulması hâlinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Daha az miktarda olan kan ise dikkate alınmaz Haddâd, el-Cevhera, I, 173.AĞLAMAK ORUCU BOZAR MI? DİYANET'E GÖREOruçluyken ağlamak orucu bozmaz. Orucu bozan durumlar içilen, yenen bir şey yada birliktelik durumlarda orucumuz bozulmaktadır. Ağladığımız zaman oruç bozulmaz. Çünkü ağladığımızda ağzımıza veya burnumuza su girmiyor. Haliyle ağlayan bir kişinin orucu bozulmaz ve oruç tutmaya devam VEYA NAMAZ DIŞINDA AĞLAMAK ABDESTİ BOZAR MI?Her ne sebeple olursa olsun namaz dışında ağlamak ve buna bağlı olarak gözden yaş akması abdesti bozmaz. Ancak namaz esnasında, dünyalık bir endişe ile ses çıkararak ağlamak kişinin namazını bozar, abdestini bozmaz Mergınanî, el-Hidâye, II, 4,5. Bununla birlikte namazda Allah korkusu, cennet veya cehennemin hatırlanması vb. nedenlerle ağlamak abdesti bozmayacağı gibi namaza da zarar OLMAK VEYA İĞNE VURULMAK ORUCU BOZAR MI? Oruç ; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur. Bu sebeple, besin değeri taşımayan aşılar orucu devam eden hastalar, sağlıklarına kavuşup tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyorlar ve oruç tutmalarına da başka bir engel bulunmuyorsa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imkâna sahip olmayanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptıranların, ağızdan aşı alanların damardan serum ve kan verilenlerin orucu bozulur. Daha sonra bu oruç kaza BOZAN ŞEYLER NELERDİR?Orucun temel unsuru, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 386-387. Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilaçlar da aynı hükme SPREYİ KULLANMAK ORUCU BOZAR MI?Tedavi amacıyla buruna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0, 06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmazadan ağzı su ile çalkalamadan sonra ağızda kalan rutubette olduğu gibi orucu bozacak düzeyde görülmemiştir. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla burun damlası orucu bozmaz DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar.AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMEK İÇİN AĞIZ SPREYİ KULLANMAK VEYA SAKIZ ÇİĞNEMEK ORUCA ZARAR VERİR Mİ? DİYANETAğız ve burundan alınıp mideye ulaşan her şey orucu bozar. Bu itibarla, ağız kokusunu önlemek veya diş ağrısını gidermek maksadı ile ağza sıkılan sprey ve benzeri maddeler yutulur da mideye ulaşırsa orucu bozar, yutulmazsa üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar dikkat edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınmak mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu bozar İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 395, 396. Öte yandan, hangi sakızın orucu bozmayan türden olduğu bilinemeyeceğinden oruçlu iken sakız çiğnemekten DAMLASI ORUCU BOZAR MI? DİYANET'E GÖREKonunun uzmanlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç, miktar olarak çok az 1 mililitrenin 1/20'si olan 50 mikrolitre olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesâmat gözenekler yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla göz damlası orucu bozmaz. DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Kâsânî, Bedâî', II, 98.KULAK DAMLASI ORUCU BOZAR MI?Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla kulak damlası orucu bozmaz DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Merğînânî, el-Hidâye, II, 263; Kâsânî, Bedâî', II, 98; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 367, 376. Ramazan Hanefi İlaç Oruç Dini Gündem Güncel Haberler Oluşturulma Tarihi Mart 25, 2020 1454Ramazan ayının yaklaşması ile birlikte merak edilen sorular arasında yer alan diş fırçalamak orucu bozar mı sorusunun cevabı internette aranan konular arasında yer alıyor. Peki oruçlu iken diş fırçalamak oruçu bozar mı? İşte merak edilen detaylar ve Diyanet İşleri tarafından yapılan açıklamalarDiş fırçalamak orucu bozar mı sorusu, Ramazan ayının başlamasına az bir zaman kala birçok kişinin gündeminde yer aldı. Oruç ibadeti dolayısıyla ağza su veya macun kaçmasını istemeyen vatandaşlar, bu durumla karşılaşılması halinde neticenin ne olacağını araştırmaya başladı. Peki, diş fırçalamak orucu bozar mı? İşte, o konu hakkında Diyanet'ten alınan bazı bilgiler“Diş fırçalamak orucu bozar mı?”, “Abdest alırken hata ile boğazına su kaçırırsa orucu bozulur mu?” sorularına Diyanet’in verdiği yanıtı derledik. Boğaza su kaçırmadan ağzı su ile çalkalamak orucu bozmadığı gibi diş fırçalamakla da oruç bozulmaz el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 220. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması hâlinde oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsakten önce ve iftardan sonra fırçalanması, oruçluyken fırçalanacaksa macun kullanılmaması uygun alırken hata ile boğazına su kaçırırsa orucu bozulur mu?rucun bozulması konusunda hata; abdest sırasında ağzını çalkalarken isteği dışında boğazına su kaçması örneğinde olduğu gibi, orucu bozan fiilin orucu bozma kastına dayalı olmayarak meydana gelmesidir. Orucu bozan fiilin hataen yapılması orucu bozar ve yalnızca kazayı boğaza su kaçması, oruçlu bulunulduğu hatırda değilken meydana gelirse, unutarak yapılmış hükmünü alır ve oruç bozulmaz el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 222. Bir sahabî Resûlullah’a “Ey Allah’ın Resulü! Oruçlu iken unutarak yiyip içtim. Orucum bozuldu mu?” diye sormuş. Resûlullah da, “Hayır bozulmadı Allah seni yedirip içirdi.” Ebû Dâvûd, Savm 39 cevabını mezhebine göre ise; abdest veya gusül alırken ağız ve buruna az miktarda alınan su, elde olmayarak boğazdan inerse oruç bozulmaz. Ancak serinlemek veya suyla oynamak ya da abdest ve gusülde gereğinden fazla abartılı bir şekilde ağza ve buruna su almak gibi meşru olmayan bir sebeple su boğazdan aşağı inerse oruç bozulur. Çünkü bu durumda oruçlu kişi kendisine emredilmeyen bir işi yapmıştır Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 629-630. Ağlamak orucu bozar mı? 11 ayın Sultanı Ramazan'ın yaklaşması ile birlikte oruç tutacak olan Müslümanlar hangi durumların orucu bozduğunu merak etmektedir. Oruç tutarken kişilerin davranışlarına dikkat etmesi ve orucu bozacak davranışlarda bulunmaması gerekmektedir. Oruç tutarken çeşitli sebeplerden ötürü ağladığımız durumlar olabilmektedir. Böyle durumlarda orucun bozulup bozulmadığı merak konusu olmaktadır. Ağlarken gözlerden gözyaşı gelir. Bunun yanında yutkunma refleksi de daha çok olmaktadır. Bu sebeple ağlanması durumunda orucun bozulup bozulmadığı merak edilmektedir. Kişilerin oruçluyken ağlamaları orucu bozacak bir durum değildir. Oruçluyken bir şey yiyip içmek ya da cinsel münasebette bulunmak orucun bozulmasına neden olmaktadır. Ağlarken dışarıdan vücudumuza besin ya da su almayız. Gözyaşı vücudumuz tarafından üretilen bir salgıdır. Bu nedenle oruçluyken ağlanması durumunda orucun bozulması gibi bir durum söz konusu olmaz. Oruçlu iken ağlamanın orucu bozup bozmadığı merak edilen konulardan bir tanesidir. Ağlama durumunda vücudumuz gözyaşı denilen salgıyı üretmektedir. Bu salgı ağlama esnasında ağzımıza gelebilir ve istemeden yutabiliriz. Ancak bu sıvı vücudumuzun üretmiş olduğu bir sıvıdır. Bu sıvıdan bir iki damla yutulmasında bir sakınca yoktur. Yani oruçlu iken ağlamak orucun bozulmasına neden olmamaktadır. Ağlamanın abdesti bozup bozmadığı da merak edilmektedir. Ağlamak ya da gözden yaş gelmesi abdestin bozulmasına sebebiyet vermez. Ancak kişiler namaz kılarken dünyevi bir sebepten ötürü sesli bir şekilde ağlarsa o zaman namazı bozulur fakat abdesti bozulmayacaktır. Namaz kılarken kişilerin Allah cc korkusu ile, dini bir sebepten ötürü ağlaması namazı bozmaz. Bunun yanında abdeste de zarar vermez. Oruçluyken ağlamak orucu zayıflatır veya etkiler mi? Ramazan'ın yaklaşması ile birlikte oruç tutacak olan kişiler ağlamanın orucu bozup bozmadığını merak etmektedir. Oruç tutarken kişilerin herhangi bir sebeple ağlaması orucun bozulmasına ya da zayıflamasına neden olmaz. Ağlarken gözümüzden yaş gelmektedir. Bu gözyaşı vücudumuzda üretilen bir sıvıdır. Bu nedenle bir iki damla bu sıvıdan yutmak orucun bozulmasına neden olmaz. Bunun yanında ağlama sırasında yutkunma refleksi de fazla olmaktadır. Ancak bu ağlama sebebi ile olduğu için oruca etki etmemektedir. Orucu bozmayan diğer durumlar ise şu şekildedir; İstemeden ağız dolusu kusmak Göze sürme sürülmesi Boğaza su kaçırmadan yüzmek ya da banyo yapmak Suyla ıslatılmış misvak ya da diş fırçası ile dişlerin fırçalanması Güzel koku sürmek ya da güzel koku koklamak Ağıza su alıp çalkaladıktan sonra kalan yaşlığı tükürük ile beraber yutmak Balgam ya da burun akıntısının yutulması Oruçlu olduğunun unutulup, orucu bozacak durumlarda bulunmak Cünüp bir şekilde ya da regl kanı gece kesildiği halde gusül abdesti alamdan sabahı beklemek orucu bozmayan durumlar arasında yer almaktadır. Kulağa herhangi bir sebep ile su kaçması Banyo yapmak ya da gusül abdesti almak Diş arasında kalmış olan nohuttan küçük yemek kırıntılarının yutulması Dudakta kalan ıslaklığın yutulması Diş çektirirken ağızdan gelen kanın bir kısmının yutulması Rüyada ihtilam olması durumu Orucu bozan şeyler temelde herhangi bir şey yenip içilmesi ya da cinsel birliktelik olarak ifade edilmektedir. Orucun amacı kişilerin nefslerini terbiye etmesi ve bunlardan uzak durmasıdır. Bu nedenle oruç tutan kişilerin bu durumlara dikkat etmesi gerekmektedir.

diş arasında kalan yemek namaz abdesti bozar mı