çevre sorunlarının oluşumunda insan etkisine örnekler veriniz
Bu tür katılara farklı örnekler veriniz. Plastiklerden kaynaklanan çevre sorunlarının neler olduğunu kısaca açıklayınız. Karbondioksit, insan
a Sera etkisi açıklanır. b. Küresel iklim değişikliği bağlamında çevre sorunlarının Dünya'nın geleceğine ve insan yaşamına nasıl bir etkisi olabileceği sorgulanır. c. Çevre sorunlarının dünyanın geleceğine nasıl bir etkisinin olabileceğine yönelik öngörüleri sanatsal yollarla ifade etmeleri istenir. ç.
İnsanların beşerî ve ekonomik etkinliklerinin doğal afetlerin yaşanmasındaki etkisine örnekler verecek olursak: • Deprem bölgelerine sağlam olmayan binaların yapılması depremin şiddetini arttırır. • Sel ve taşkın yataklarının içine yerleşim kurulması, akarsu yataklarının daraltılması sel ve taşınlara yol açar
Çevresorunlarının başında değerlendireçeğimiz kentsel çevre sorunu; temel insan gereksinimi olan barınma ve konut sorununun gecekondulaşma ve betonlaşma yoluyla çözümlenmesi sonucu ile ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan bu düzensiz ve plansız kentleşme; alt yapı gibi kanalizasyon sorunlarının ve katı atıklarının
BurcuTur Yüksel. ~7dk. 10layn asiri nufus asit yagmuru atik sorunu cevre cevre sorunlari cevresel sorunlar doga dunya iklim degisikligi kirlilik kuresel isinma nufus artisi. Halihazırda olumsuz etkilerini yaşamaya başladığımız çevresel sorunlar göz ardı edilirse insanları, bitkileri, hayvanları, dağları, buzulları, okyanusları
my stupid boss 2 full movie lk21. Bulunduğumuz mekanların davranışlarımız üzerindeki etkilerini hiç düşündünüz mü? Mekanlarsadece aktivitelerin gerçekleştiği değil, aynı zamanda kişiler arası ilişkilerin önemli oranda belirlendiği ve insanların sosyal statülerinin iletildiği hacimlerdir. Bu sebeple mekanlar, sosyal anlamlarından bağımsız düşünülmemelidirMekanın insan davranışları üzerine etkilerini ele aldığımızda; mekanın etki alanına göre gruplandırıldığını görürüz. Bu ayırım ilk olarak macrospace ve microspace olarak daha sonra ise microspace’in alt alanlarına bölünerek kendini oluşturur. Kısaca macrospace, genel olarak yaşadığımız mekanın coğrafi özelliklerini, iklimini içine alarak oldukça geniş çaplı bir etki alanı oluşturur. Microspace ise daha dar bir etki alanına sahiptir ve kendi içinde iki alt alandan oluşur. Bunlar; insanın hakimiyet alanı ve kişisel alandır. İnsanın hakimiyet alanı, mülkiyeti yansıtan sözsüz göstergelerdir. Bunlar içinde bulunduğumuz şehri, binaları, evimizi, içlerindeki eşyaları, restoranların kafelerin ve bunun gibi sosyal alanların dizaynlarını, kullandıkları renklere, materyallere kadar içine alan kısımdır. Diğer alan olan kişisel alan; vücudu cam bir küre gibi sardığı varsayılan alandan olarak macrospace’den başlarsak; oldukça geniş bir etki alanını içine aldığını görebiliriz. Daha öncede belirttiğim gibi bu alan coğrafya, iklimsel özellikler ve benzeri etkenleri içine alır. Peki coğrafya, iklim gibi doğal oluşumlar insan davranışlarını nasıl etkilerler? Bu sorunun cevabına çok öncelere, uzun tarihi geçmişe dönerek yaşanmışlıklardan bazı örnekler alarak ulaşabiliriz. Örneğin bilinen en eski uygarlıkların seçmiş oldukları coğrafyalara baktığımızda nehir kenarlarında, rahatlıkla su ve yiyecek bulabilecekleri, yaşamak için elverişli iklim özelliklerine sahip alanları seçtiklerini görebiliriz. Bu elverişli iklim özellikleri ve coğrafi ihtiyaçlarının büyük kısmını karşılayan topluluklar kendilerine yapacak başka meşkaleler bularak, başka alanlarda kendilerini geliştirmiş ve belkide bu yüzden en eski ve köklü uygarlıkların vatanı olan mezopotamya elverişli özellikleri sayesinde bu kültürel gelişime yön vermiştir. Aynı konuyu yine tarih üzerinden farklı bir bağlamıyla da örneklendirebiliriz; buzul çağı olarak anılan dönem tam tarihi bilinmese de ondördüncü yüzyılın ortalarına rastladığı düşünülmektedir. Bu dönemde dünyanın soğumasıyla birlikte insanların yerleşim düzenleri, yaşama koşulları ve alışkanlıkları tamamiyle değişmiştir. Soğuk iklime alışık olmayan insanların bir çoğu ölmüş geri kalanlar ise adapte olmaya çalışarak tüm hayatlarını geldiğimizde çeşitli coğrafi ve iklimsel özelliklere sahip olan dünyamızın büyük bir bölümünde farklı yerleşimler farklı farklı kültürler mevcuttur ve bu kültürler içinde yaşayan insanların yaşam tarzlarından dış görünüşlerine kadar bir çok özellikleri farklıdır. Örneğin, bu konu hakkında araştırma yapmış olan Lee’ye göre tropik alanlarda yaşayanlar daha az üretken bir yaşam sürdürürken, daha soğuk bir iklim kuşağında yaşayanlar, soğuk iklim yüzünden yiyeeklerini saklamak ve korunmak için daha kısıtlı olanaklara sahiptirler ve bu kişiler paylaşımda uzlaşımı sağlayabilmek amacıyla daha fazla kural üretirler, yaşamları daha fazla kurala bağlıdır. Böylece sosyal ilişkiler daha karmaşık ama bir o kadar da sert kurallara bağlanır. Bu konuyla ilgili bunun gibi çeşitli örnekler vermek mümkündür. Soğuk ülkelerde yaşayan insanlarda görülen intihar oranının fazlalığının sıcak ülkelere oranla oldukça fazla oluşu coğrafi ve klimatik özelliklerin insan davranışları ve psikolojisi üzerindeki etkilerini görebiliriz. Bunun dışında, malzemelerin objelerin ve yapıların iletileri, kültürler arasında farklılık fiziksel çevrenin, sadece ait olduğu kültürel grubun anlayabildiği işaretler malzemeler renkler biçimler boyut ve mekan düzenlemesi ile ifade edilen belirli bir sosyal anlamı vardır. Bunlardan en belirgin olanı mimaridir. Kuzey ülkelerinde yoğun kar yağışı yüzünden karın evlerin üzerinde tabakalaşmaması için çatılar üçgen şeklinde yapılmış, sıcak ülkelerde ise çatısız teraslı evler tercih özellikler ve iklim her ne kadar insan davranışlarını etkilesede günümüz dünyasında teknolojinin gelişimiyle birlikte en elverişsiz alanlar bile artık birtakım düzenlemelerle yaşama alanlarına dönüşmektedir. Bu yüzden etki alanını daraltarak farklı çevresel faktörlerden bahsedebiliriz. Bu konu ise microspace dediğimiz alanın kapsamına girmektedir. Yani daha dar kapsamlı olan insanın hakimiyet alanı ve kişisel alan kavramlarının açılımlarını ve insan davranışları üzerindeki etkilerini bu alanlar bağlamında tasarımın önemli ölçüde değişim göstermesi ve hayatımızın her alanına yayılmasıyla birlikte, insan algıları da bununla beraber seçicilik kazanmıştır. Bulunduğumuz mekanlar, mekan içerisinde kullanılan renkler ve çevre algılarımızı etkileriyerek davranışlarımıza yön verir olmuşlardır. Etkileşimi belirleyen kurallar genelde sosyal kurallarken, işaretler fizikseldir. Bu gibi işaretlerin sahip oldukları dilin gücü nerede ve nasıl kullanıldıklarına bağlı olarak değişim göstermektedir. Çoğu zaman bu güç hareketlerimizi, görsel ve işitsel duyumuzu kısıtlayarak davranışlarımızı mekanın oluşturulması, öncelikle o mekanda gerçekleşecek aktivitenin tanımlanması anlamına gelmektedir. Mekanın düzenleniş şekli de, aktivitenin nasıl gerçekleşeceğini belirler, buna bağlı olarak bir mekanın kullanıcının davranışlarını yönlendirmesi ve sınırlandırması söz konusudur. Mesela, bir odanın düzenlenişi, bir binanın tasarımı, büyük ölçüde, teşvik edilmesi veya önlenmesi istenen davranışlara dayandığı düşünülebilir. Örneğin; bugünlerde özel yaşantılarımızın fiziksel görünümlerine şöle bir göz gezdirdiğimizde, ilk olarak ele alınması gereken nokta evlerimizdir. Evimizde duvarlar için tercih ettiğimiz renklerden, mobilyaların düzenine, televizyonu odanın neresine koyduğumuza kadar herşey ruhsal hayatımızı etkisi altına alan birtakım sınırlamaları, elemanların uzamsal veya işlevsel düzenlenişi, etkilendikleri ve değiştirdikleri durumlar ile kullanım şekilleri arasındaki mantıksal ilişki belirler. Örnek olarak bir kafeteryada, yemeğin self servis olarak alındığı büfenin olması ve hemen yanında ödemenin yapılacağı kasanın yer almasıyla, yemeğin önce alınıp masaya sonra oturtulması, büfenin önünde kasanın olmadığı taraftan ilerlemeye başlanması, ödemenin yemekten önce yapılması şeklinde, olası davranışların sınırlandırılması ve kullanıcının istenen davranış şekline yönlendirilmesi söz konusudur. Ya da, bir banka gibi, müşterinin hizmet almak için sıraya girmesi gereken mekanlarda, gişelerin üst kısmında ışıklı ve sesli bir gösterge ile belirtilen ve artarak ilerleyen numara, kişinin işleminin yapılması için numara alması gerektiğini iletir. Herhangi bir mekanda bu sistemle karşılaşmamış olan bir kullanıcının, bu kullanım şekliyle ilgili ön bilgisi oluşmuş bir nokta ise, fiziksel çevrenin en kolay değiştirilebilen boyutu olan renktir. Renklerin mekansal algıyı ve kişinin ruh halini etkilediği, aynı zamanda ferahlığın ve buna bağlı olarak kalabalık algısının da renkten etkilendiği düşünülür. Acking ve Kullar, açık renkteki mekanların daha geniş ve ferah algılandığı sonucuna ulaşmışlardır. Renk olgusuna bağlı olarak, aydınlatma çeşitlerinin, kişinin ruh hali üzerinde farklı etkileri olabilir; iyi aydınlatılmış parlak bir mekan, ferahlık, hareketlilik, neşe; buna karşılık, loş olarak aydınlatılmış bir makan belirsizlik, gizem, sakinlik veya samimiyet hisleri uyandırdığı düşünülür. Renk algısının bir başka yönü ise, renklerin sahip olduğu görünür ısı değeridir. Bununla ilgili bir araştırmaya göre; belli renkler, sıcak olarak görülür ve uygulandıkları biçimlere yakınlık hissi yüklerler. Karşıt olarak soğuk renkler ise serin olarak görülür ve uzaklaşma hissi kullanılış şeklinin, dostluğun bir göstergesi olabileceği gibi, statünün de göstergesi olduğu söylenmektedir. Genelde, önde olmanın, yüksekte oturmanın, sağda tarafta oturmanın yüksek statü anlamına geldiği düşünülür. Buna örnek olarak, kralların, sultanların, yargıçların yüksekte oturmasını; yüksek rütbeli yöneticiler vb. kişilerin önde yürümesini örnek olarak bunlarla ilgili son olarak değinebileceğimiz bir konu da, kendi çevremizde oluşturduğumuz boş mekânlar yoluyla da iletişimde bulunmamızdır. Başka insanlara olan uzaklığımızı ayarlayarak, onlara uzak ya da yakın durarak, birtakım mesajlar iletiriz. Sevdiğimiz insanlara yakın durmayı tercih ederken, daha az sevdiklerimizle aramızda biraz daha fazla mesafe bulunmasına dikkat eder, hiç tanımadığımız insanlara ise daha da uzak dururuz. Bu durum microspace’nin alt alanlarından kişisel alan ile ilgilidir. Sokakta tanımadığımız birisi, 5 cm kadar yanımıza yaklaşıp bize adres sormak isterse, pek çoğumuz en az bir adım uzaklaşmak isteriz. Bu davranışımızla o kişiye, “seni tanımıyorum, bu kadar fazla yaklaşma” mesajını vermiş oluruz. Her ne kadar kısa mesafelerde yaşasak da birbirlerimizden çok farklı hayatlar sürer, bu nedenle de kendimize ait bir kişisel alan oluşturmak karmaşık bir yapıdan oluşan insan, gerek fizyolojik gerek psikolojik açıdan dış faktörlere maruz kalarak etkilenmektedir. Psikolojik açıdan açıdan insan psikoloji üzeinde etkili olan ve davranışlarını farlı yönde değiştirebilen etkenlerden en önemlisi çevre ve mekan algısıdır. Çevremizde bulunan neredeyse her şey bize sözsüz uyaranlar göndererek genel ve anlık psikolojimizde etkilerde bulunur. Sonuç olarak söyleyebileceğimiz; coğrafyadan, iklime, şehir planından, evimizin dizaynına, oturduğumuz kafe ve restoranlara kadar çevremizde bulunan sözsüz neredeyse tüm göstergeler, psikolojimize ve bununla beraber davranışlarımıza etki etmektedirler.
Çevre ve insan konulu bir konuşma örneği. Çevrenin insan hayatındaki önemi, çevre ve insan etkileşimi hakkında ve İnsan – KonuşmaSevgili sürdürebilmek için çevreye ihtiyaç duyduğumuzu hepimiz biliyoruz. Barınma, yeme içme, giyinme gibi temel ihtiyaçlarımızı çevremizden karşıladığımız gibi tüm insanı faaliyetlerimizi de çevremizde gerçekleştiriyoruz. Peki bizim çevremize duyduğumuz ihtiyaç kadar çevremiz de bize ihtiyaç duyuyor mu?Düşünün Dünyamızın yaratılmasının üzerinden milyonlarca yıl geçmiştir. İnsanoğlu ise dünyanın binlerce yıllık misafiri konumundadır. Yani biz insanlar yokken de dünya vardı. Ağaçlar, ormanlar, kuşlar, böcekler ve aklınıza gelebilecek diğer bütün canlılar dünya yaratıldığından beri ki çevrenin bize ihtiyacı yok. Aksine günümüzde maalesef çevremizin en büyük düşmanı insanoğlunun kendisi. İnsanlara beslenmek, barınmak yetmiyor. Daha fazlasını istiyor. Daha rahat bir yaşam için, kendi çıkarları doğrultusunda çevreyi katlediyor. Bir kanser hücresi gibi yaşadığı alana yayılıp, yiyip yaşadıkları çevreye hiç düşünmeden zarar verirken aslında kendilerine zarar verdiklerinin farkında değiller. Evet bir süre rahat yaşayabilirler. Fakat kendilerinden sonra gelen nesle bu şekilde büyük kötülük ediyorlar. Çevreye bu hızla zarar vermeye devam edilirse, çok yakın bir gelecekte içecek temiz su, soluyacak sağlıklı bir hava, yiyecek bir lokma ekmek bulamayacak insanoğlu. Böylece yok olup gidecek. Doğa zamanla kendi kendini tamir edebilir fakat insanoğlu yok olduktan sonra bunun bir daha geri dönüşü insanoğluna en büyük zararı savaşların verdiğini düşünüyoruz. Ama öyle değil. Biz kendimize en büyük zararı, geri dönüşüme göndermediğimiz plastik atıklarla, arabalarımızın egzozundan çıkan gazlarla, yerlere düşünmeden attığımız cam parçalarıyla, boşa yanan lambalarla, karaladıktan sonra buruşturup attığımız defter sayfaları ile veriyoruz ve bunun farkında sağlıklı bir yaşam istiyorsak rahatımızı bir kenara bırakmalı, ihtiyacımızın bilinciyle çevremizi korumayı en öncelikli konu haline getirmeliyiz. Ancak bu şekilde yaşayabileceğimiz en büyük rahatlığı dinlediğiniz için teşekkür İçerikler Çevrenin ve Doğanın İnsanlar İçin Önemi*** Çevre ve insan konulu bir konuşma örneği hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilirsiniz. Türkçe Ders Kitabı Cevapları ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
Soru Cevap1 yıl önce1 Cevap110 KezÇevre sorunlarının oluşumunda insanın etkisine örnekler sorusunun cevabı nedir? Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. İşte Cevaplar mountaingoat2021-01-28 114110Cevap Çevre sorunlarının oluşumunda insanın etkisine örnekler1. Özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra hızla gelişen sanayi ve teknoloji çevre kirliliğinin başlıca nedenleri arasında Doğada çözünülmeyen atıkların ucuz oldukları için bolca kullanılması özellikle toprak ve su kirliliğine yol Filtrelenmemiş fabrika bacaları, egzoz boruları, kömür yakılması gibi etkenler hava kirliliğine yol açar. 4. Turizm işletmeleri, oteller ve gemilerin birçok atığını denizlere boşaltması da su kirliliğine neden Kırsal kesimden kentlere yapılan göç ve aşırı nüfus artışı gibi sebepler yüzünden şehir planlaması yetersiz kalabilir. 6. Nüfus planlamasının yetersiz kalması ve aşırı nüfus artışı, çevre kirliliğinin de başlıca sebepleri arasında görülmektedir. Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli
Türkiye’nin çevre sorunları bir coğrafya konusu olmakla beraber her ülke vatandaşının bilmesi ve önlem alması gereken konuların başında gelmektedir. Önceki konumuzda kpss coğrafya dersi konusu olan Türkiye’de Göller ve Oluşumlarını inceledik. Şimdiki kpss coğrafya dersi konumuzda ise Türkiye’nin Çevre Sorunları konusunu Çevre SorunlarıTürkiye’nin çevre sorunları Türkiye’deki doğal ortamın bozulmasından kaynaklanan problemlerden doğal ortamı bozan belli başlı çevre sorunları ise şunlardırA. Hava KirliliğiSanayi tesisleri, taşıtlar, iklim özellikleri yerleşme alanının yüzey şekli hava kirliliğini artıran başlıca etkenlerdir. İstanbul ve İzmit gibi sanayi ve yaşayan nüfusun yoğun olduğu yerlerde hava kirliliği oldukça tesislerinin bulunduğu alanlarda hava kirliliği, yanlış yer seçimi, çıkan gazların yeteri kadar filtrelenmemesi gibi nedenlerden ve kömür gibi yakıtların kullanımı sonucunda ortaya çıkan gazların ve dumanların sisle karışması ile oluşan hava kirliliğine Londra tipi kirlilik denir. Ülkemizde sanayi tesislerinin yoğun olarak bulunduğu İstanbul, İzmir ve Ankara da bu kirlilik tipi taşıtların çıkardığı gazların etkisi ile oluşan kirliliğe ise Los Angeles tipi kirlilik denir. Astım, bronşit gibi hastalıklara neden olur. Ülkemizde İstanbul’da zaman zaman Su KirliliğiSanayi tesislerinin yoğun olduğu bölgelerdeki su kirliliği ülkemizde önemli boyutlara ulaşmıştır. Özellikle İzmit ve İzmir körfezindeki canlı hayatı bu durumdan çok fazla etkilenmektedir. Su kirliliğinin önemli boyutlara ulaşmasında ev atık sularının, sanayi atık sularının göl ve denizlere bırakılmasının etkisi kirlenmesinde kanalizasyon suları, fabrika atıkları, tankerlerden kaynaklanan sızıntılar Katı AtıklarTarımsal ve evsel kullanım sonucu katı atık yani çöp sorunu ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda artan şehirleşme ile çöp toplanması, uygun yerlerde biriktirilmesi ve geri dönüştürülmesi önemli bir sorun haline torba ve şişe, pil, elektronik eşya gibi maddelerin ayrışması zor olduğundan uzun yıllar etrafta kalarak çevre kirliliğine neden Koruma UygulamalarıDünya’da ve Türkiye’de çok sayıda resmi kurum ve sivil toplum kuruluşları tarafından çevre koruma projeleri üretilip Gölü Projesi Birçok canlıyı barındıran bu tatlı su gölünün kirlilik ve toprak dolma tehlikesine karşı kirliliği önlemek, yaban hayatını zenginleştirmek ve doğal kaynakların verimli kullanılmasını sağlama gibi önlemler alınarak çalışmalar bu çalışmalar FAO Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü tarafından en başarılı örnekler arasında Kapalı Havza Projesi Yanlış uygulamalar nedeniyle havzada ciddi su sıkıntıları yaşanmıştır. Suyun doğal akış yönünün değiştirilmesi, yanlış sulama yöntemleri, yer altı suyunun kontrolsüz kullanımı sulak alanların kurumasına yol açmıştır. Kısıtlı olan havza su kaynaklarını verimli kullanma çalışmaları Projesi Erozyonu önlemek için yapılmıştır. 1998-2004 yılları arasında 640 milyon tohum ekilerek dünyanın en büyük projelerinden biri genel kültür coğrafya dersine ait Türkiye’nin Çevre Sorunları konusunu işledik. Bir sonraki kpss coğrafya dersi konumuz Türkiye’de Nüfus Sayımları ve Nüfus Artışı olacaktır.
6. ÜNİTE İnsan ve Çevre ==> İnsan ve Çevre İlişkisi Kazanımlar İnsan ve Çevre İlişkisi Önerilen Süre 10 ders saati Konu / Kavramlar Çevre kirliliği, çevreyi koruma ve güzelleştirme, insan-çevre etkileşimi insanın çevreye etkisi, yerel ve küresel çevre sorunları İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin önemini ifade eder. Çevre kirliliğinin insanların sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değinilir. Yakın çevresindeki veya ülkemizdeki bir çevre sorununun çözümüne ilişkin öneriler sunar. İnsan faaliyetleri sonucunda gelecekte oluşabilecek çevre sorunlarına yönelik çıkarımda bulunur. İnsan-çevre etkileşiminde yarar ve zarar durumlarını örnekler üzerinde tartışır. Çevre Felaketi A- Çevre Nedir Canlıların içerisinde yaşadıkları ortama çevre denir. Canlılar ve cansız maddeler çevreyi oluşturur. Çevre hava, su, toprak gibi cansız varlıklar ile insan, hayvan, bitki gibi canlı varlıklardan oluşur. İnsanlar ve diğer canlılar çevre içerisinde karşılıklı olarak etkileşim içinde bulunur. İnsanlar yaşamsal faaliyetlerini yerine getirebilmek için çevreden yararlanır. Beslenme, su, ısınma, barınma ihtiyaçlarını giderebilmek için çevresinde birtakım değişikliklere neden olur. Çevreden yararlanırken doğal kaynaklar azalır, küresel ısınma oluşur ve çevre kirlenir. B- Çevre Sorunlarının Sebebi Nedir İnsanların kaynakları aşırı tüketmesi Plansız kentleşme Hızlı nüfus artışı Sanayileşme Ağaçların kesilmesi, ormanların yok edilmesi Çevremizdeki canlıların aşırı avlanması ve canlıların neslini tüketilmesi çevre sorunlarına sebeptir. Doğal çevrenin bozulması kimleri etkiler Doğal çevrenin bozulması başta insanlar olmak üzere bütün canlıları olumsuz etkilemektedir. Hava, su, toprak kirlenmesi sonucu canlı türleri de yok olmaktadır. C- Kirlilik Çeşitleri 1. Hava kirliliği Evlerden, otomobillerden, fabrikalardan salınan zehirli gazlar havayı kirletir. Hava Kirliliği 2. Su kirliliği Çevreye salınan kirli sular deniz ve gölleri kirletir. Buralardaki canlıları ve bizi olumsuz etkiler. Su Kirliliği 3. Toprak kirliliği Toprağa atılan pil, plastik, sanayi atıkları toprağı kirletir. Yetişen ürünler de zehirlenir. Toprak Kirliliği 4. Ses kirliliği Çevreye yayılan sesler kirlilik oluşturur. Şehirlerdeki gürültü bütün canlıları olumsuz etkiler. 5. Işık kirliliği Özellikle gece etrafa yayılan ışıklar kirliliğe neden olur. D- Çevre Sorunlarının Çözümüne İlişkin Öneriler Çevre sorunlarının çözümünde en önemli faktör insanların bilinçlendirilmesidir. Geri dönüşüme önem verilmelidir. Kağıt, cam, plastik, pil ve ilaç toplanarak çevre kirliliği önlenebilir. Kaynaklarımızı ekonomik kullanmalıyız. Elektrik, su gibi kaynakları israf etmemeliyiz. Fabrika bacalarına filtre takılmalıdır. Toplu taşıma araçları kullanılmalıdır. Fabrikalarda oluşan atık suların arıtılması sağlanmalıdır. Tarım arazilerine şehir ve sanayi tesisleri kurulmamalıdır. Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalıdır. Kalitesiz yakıtların kullanımı yasaklanmalıdır. Ormanlar ve yeşil alanlar korunmalıdır. Toprağı kirleten kimyasal maddelerin kullanımı kısıtlanmalıdır. Araçların, kombilerin periyodik bakımı yapılmalıdır. Nükleer atıkların çevreye zarar vermesi engellenmelidir. İnsan ve Çevre İlişkisi Konu Anlatımı PDF İndirDiğer Konular İnsan ve Çevre İlişkisi Test İnsan ve Çevre İlişkisi Doğru Yanlış Soruları-1 İnsan ve Çevre İlişkisi Doğru Yanlış Soruları-2 İnsan ve Çevre İlişkisi Çalışma Kağıdı
çevre sorunlarının oluşumunda insan etkisine örnekler veriniz