çekirdeğin dış bölümünü oluşturan katmandır

1Yerin merkezindeki katmandır. 2.Dünya’nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür. 3.Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. 4.İç çekirdekte bulunan Dünyanın KatmanlarıDünya'nın KatmanlarıYer kabuğu: Dünyamızın yüzeyini oluşturan ve canlıların yaşadığı katmandır.Manto: Dış çekirdek ile yer kabuğu arasında erimiş kayalardan meydana gelir.İç çekirdek: Dünyanın merkezinde yer alan sıcak katmandır.Dış çekirdek: İç çekirdeği sarar, sıcaklığı 3 Çekirdekçik. Çekirdeğin içinde bulunan belirgin koyu bölgedir. Çekirdek sıvısından zar ile ayrılmamıştır. Çekirdek sıvısı içindeki DNA moleküllerinin yoğunlaştığı bölgelerdir. Yapısında bulunan DNA molekülleri rRNA ve ribozom yapısına katılan proteinlerin üretiminden sorumludur. İç ve dış çekirdek olmak üzere iki katmandan oluşur. • Üzerindeki katmanların basıncı nedeniyle iç çekirdeğin katılaştığı düşünülmektedir. • İç çekirdekte sıcaklık 6000 ° civarındadır. • İç çekirdekteki yüksek sıcaklığın etkisiyle dış çekirdeğin ergimiş hâlde olduğu tahmin edilmektedir. Yer kabuğunun alçalma,yükselme,kıvrılma hareketleri. Bu hareketler yavaş ve uzun sürede gerçekleşir.Yer hareketleriyle birlikte; sarkıtlar,dikitler,yer altı veya yer üstü mağaraları,travertenler,peri bacaları ve obruklar gibi yapılar oluşur. Peri Bacaları: Sular,rüzgar ve erozyon sonucu zamanla oluşmuşlardır. my stupid boss 2 full movie lk21. Dünya Dünya Yer, Yeryüzü, Acun, eski dilde Arz, Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır. Yer kürenin oluşumu Başlangıcına ilişkin eski bir kurama göre önce Güneş var olmuştu, daha sonra gezegenler ondan kopmuştur. Artık geçerli sayılmayan bu kurama göre Güneş ilk oluştuğu zaman bugünkünün 50-60 katı büyüklükteydi ve kendi çevresinde hızla dönüyordu. Bu dönme hareketinden doğan merkezkaç kuvvetin etkisiyle Güneş'ten dışarıya bir miktar madde savruldu. Önce çok uçucu olmayan mineral ve metallerin yoğunlaşmasıyla iç gezegenler, sonra uçucu gazların yoğunlaşmasıyla dış gezegenler oluşmuştur. Güneş'in ve bütün gezegenlerin aynı zamanda oluştuğunu ileri süren yeni bir kurama göre de Samanyolu Gökadası'ndaki dev bir gaz ve toz bulutu kendi kütleçekim kuvvetinin etkisiyle büzülmeye başladı. Bu madde parçacıklarından çok büyük bölümünün yoğunlaşmasıyla Güneş oluştu; bu kütle giderek öyle büyüdü ve madde yoğunluğu öylesine arttı ki bir süre sonra nükleer tepkimiler için elverişli bir ortama dönüştü. Öte yandan buluttaki daha küçük madde yoğunlaşmalarıyla da ilk gezegenler oluşmaya başladı. Bugünkü gezegenlerin öncülü olan bu ilk gezegenler başlangıçta birer gaz kütlesi halindeydi, ama hiçbiri nükleer tepkimelerin başlayabileceği kadar büyük değildi. Güneş'in sıcaklığı arttıkça çevresindeki yakın gezegenleri, yani yerbenzeri gezegenler kuşatan gaz bulutları yok oldu ve geride büyük olasılıkla erimiş durumdaki minerallerden oluşan çekirdekleri kaldı. Güneş'e çok uzak olan öbür gezegenler ise pek fazla değişikliğe uğramadan bugüne kadar ulaştı. Dünya'nın Yaşı Dünya'nın yaşı doğrudan doğruya kayaçların yaşıyla ölçülmez. Çünkü bilinen en yaşlı kayaçların bile bugün artık yeryüzünde var olmayan daha yaşlı kayaçlardan oluştuğunu biliyoruz. Bugüne kadar saptanabilen en yaşlı kayaçlar Grönland'ın batısında bulunmuştur ve 3,8 milyar yaşındadır. Demek ki Dünya'nın yaşı bundan daha fazladır. Bugün Dünya'nın yaşını hesaplamak için dünyanın gözü dünya nın gözü olur çünkü yer çubuklarnı yer değiştirmesi dönmesine elementlerin dönüşümüdür. Örneğin radyoaktif uranyum elementinin uranyum-238 ve uranyum-235 gibi iki ayrı tipte atomu izotop vardır. Bu atomların ikisi de çok yavaş bir süreçle kurşun atomlarına dönüşür. Öbür uranyum izotopundan biraz daha ağır olan uranyum-238'in dönüşümüyle daha hafif bir kurşun izotopu olan kurşun-206, uranyum-234'in dönüşümüyle de biraz daha ağır bir izotop olan kurşun-207 atomları oluşur. Uranyum-235'in kurşuna dönüşme hızı uranyum-238'in dönüşme hızından altı kat daha fazladır. Bu nedenler, incelenen bir kayaçtaki kurşun-206 ve kurşun-207 atomlarının oranı kayacın yaşına bağlı olarak değişir. En yaşlı olduğu düşünülen bir kurşun minerali ile bugün okyanuslarda oluşan kurşunun izotop yapısı arasındaki fark, ancak bu iki örneğin oluşumları arasında 4,55 milyar yıllık bir zaman dilimi olmasıyla açıklanabilir. Bu süre de Dünya'nın yaşı olarak kabul edilebilir. En eski kayaçların yaşını hesaplamak için radyoaktif rubidyum elementinin stronsiyuma dönüşme süreci de temel zaman ölçeği olarak alınabilir. Bunun sonucunda dünyamızın tahminen milyar yıllık olduğu Biçimi Dünya'nın üzerindeki topografik oluşumlar ve kendi ekseni etrafındaki eksantrik hareketi nedeniyle düzgün bir geometrisi bir biçimdedir, fakat ekvatordaki yarıçapı kutuplardaki yarıçapından fazladır. Bu kutuplarından basık küresel geometrik şekil "geoid" Latince, Eski Yunanca Geo "dünya" yani "Dünya şekli" diye adlandırılır. Referans küremsinin ortalama çapı km'dir ~ km/π. Yer'in ekseni etrafında dönmesi ekvatorun dışarı doğru biraz fırlamasına neden olduğu için ekvatorun çapı, kutupları birleştiren çaptan 43 km daha uzundur. Ortalamadan en büyük sapmalar, Everest Dağı denizden m yüksekte ve Mariana Çukuru dur deniz seviyesinin m altı. Dolayısıyla ideal bir elipsoide kıyasla Yer'in %0,17'lik toleransı vardır. Ekvatorun şişkinliği yüzünden Yer'in merkezinden en yüksek nokta aslında Ekvadordadır. İç yapısı Yer'in içi, diğer gezegenler gibi, kimyasal olarak tabakalardan oluşur. Yer'in silikattan oluşmuş bir kabuğu, yüksek viskoziteli bir mantosu, akışkan bir dış çekirdeği ve katı halde bir iç çekirdeği vardır. Yer'in tabakaları aşağıda belirtilen derinliklerdedir Derinlik Km Tabaka 0–60 Litosfer 5 ila 200 km arası değişir 0–35 ... Kabuk 5 ila 70 km arası değişir 35–60 ... mantonun en üst kısmı 35–2890 Manto 100–700 ... Atmosfer 2890–5100 Dış kabuk 5100–6378 İç kabuk Dünya'nın dış kabuğu ile bu kabuğun üzerindeki atmosferhava ve hidrosfer okyanuslar ve denizlerkatmanları doğrudan gözlemle incelenebilir. Oysa Dünya'nın iç bölümlerine ulaşarak yapısını doğrudan inceleme olanağı yoktur. Dünya'nın iç yapısına ilişkin bütün bilgiler depremlerin incelenmesinden ve Dünya'nın içinde var olduğu düşünülen maddeler üzerindeki deneylerden elde edilmiştir. Yanardağların varlığına ve yerkabuğunun yüzeyindeki ısı akışı ölçümlerine dayanarak Dünya'nın iç böümlerinin çok sıcak olduğunu biliyoruz. Yerkabuğunun derinliklerine doğru indikçe kayaçların sıcaklığı her kilometrede 30°C kadar yükselir. Böylece; kabuğun en alt katmanlarının çok daha üstünde yer alan kayaçlar kızıl kor haline dönüşür. Aslında Dünya'nın büyüklüğüne oranla yerkabuğu çok incedir. Eğer Dünya'yı bir futbol topu büyüklüğünde düşünürsek kabuğu da ancak topun üzerine yapıştırılmış bir posta pulu kalınlığındadır. Kabuğun altında kalan kayaçlar ise akkor sicaklığına kadar ulaşır. Depremlerin nedeni, yerkabuğundaki bir kırıkla birbirinden ayrılan iki büyük kütlenin levhanın birdenbire harekete geçerek üst üste binmesi ya da uzaklaşması sonucunda yerkabuğunun şiddetle ileri geri sarsılmasıdır. Büyük bir depremde bazi titreşimler Dünya'nın öbür yüzündeki dairesel bir alanda "odaklanır". Buna karşılık bazı titreşimler çekirdeği aşıp öbür yana geçmez. Böylece Dünya'nın öbür yüzünde hiçbir titreşimin duyulmadığı halka biçiminde bir "gölge" belirir. Bu gölgenin boyutları ölçülerek çekirdeğin büyüklüğü hesaplanabilir. Ayrıca deprem titreşimlerinin yayılma hızi saptanarak içinden geçtikleri maddelerin yoğunluğu, dolayısıyla bileşimi belirlenebilir. Eritilmiş kayaçlarla yapılan laboratuvar deneyleri bu çalışmalara büyük ölçüde ışık tutar. Dünya'nın yüzeyi, kalınlığı 6 ile 70 km arasında değişen bir "kabuk" katmanıyla örtülüdür. Yerkabuğu denen bu katman daha ağır maddelerden oluşan ve km derine inen çok kalın "manto" katmanının üzerine oturur. Mantonun bittiği yerde Dünya'nın merkezine kadar kadar km boyunca uzanan "çekirdek" başlar. Jeologlara göre, içteki manto katmanı çok büyük kabarma harektleri sonucunda yerkabuğunu iterek birçok yerde yüzeye cıkmıştır. Ayrıca normal olarak yerkabuğunun yapısında bulunmayan bazı kayaçlar da yanardağı hareketleri nedeniyle Dünya'nın yüzeyine ulaşmıştır. Jeologlar bu verilere dayanarak mantonun üst kesimlerinin "ültrabazik" korkayaçlardan oluştuğunu ileri sürerler. Bir yanda "asit" kayaç olarak nitelenen granitin yer aldığı kayaç sınıflandırmasının öbür ucunda bulunan bu ültrabazik kayaçlar ağır demir ve magnezyum silikatlardan oluşur. Mantonun alt bölümlerinin de aynı yapıda, ama daha ağır ve yoğun olduğu sanılmaktadır. Çekirdeğin yapısındaki maddeler ise hem mantodakilerden daha ağır, hem de hiç değilse çekirdeğin dış bölümünde sıvı haldedir. Buna karşılık çekirdeğin içinin manto ve kabuk gibi katı olduğu sanılıyor. Yerçekirdeğin olağanüstü bir basınç vardır. Bilinen elementlerin çoğu böylesine büyük bir basınç altında çok yoğunlaşmış olarak bulunabilir; ama jeologların genel kanısı, bazı demirli göktaşları meteoritler gibi çekirdeğin de metal halindeki nikel ve demirden oluştuğudur. Yerkabuğu Yerkabuğu mantoya oranla daha hafif maddelerden oluşmuştur ve bu iki katman arasındaki geçiş bölgesi nerdeyse kesin bir sınır çizer. Bu geçiş bölgesi, böyle bir sınırın varlığını ilk kez saptayan Yugoslav bilim adamı Andrije Mohoroviçiç'in 1857-1936 adıyla "Mohoroviçiç süreksizliği" kısaca "M-süreksizliği" ya da "moho" olarak anılır. Bu sınırın varlığını gösteren en önemli kanıt yerkabuğundaki deprem titreşimlerinin süreksizlik bölgesinden geçip mantoya ulaştığında bir denbire hızlanmasıdır. Yer kabuğu okyanusların ve denizlerin altında uzandığı zaman "okyanus kabuğu" , kıtaları oluşturduğu zaman'da "kıta kabuğu" olarak adlandırılır. Okyanus kabuğunun kalınlığı 6-8 km arasındadır. Oysa ortalama kalınlığı 40 kilometreyi bulan kıta kabuğu yüksek sıradağların altında 60-70 kilometreye ulaşır. Okyanus kabuğu üç katmandan oluşur. En alt katman, yerin derinlerindeki erimiş maddelerin magmanın katılaşmasıyla oluşan korkayaçlardır. Orta katman yanardağ lavrarından, üst katman ise temel olarak kum ve çamur gibi tortullardan oluşur. Okyanus kabuğu sürekli hareket halindedir. Bu nedenle kabukta okyanus sırtları boyunca çatlaklar oluşur ve bu çatlakların arasından yüzeye çıkan erişmiş maddelerin sertleşmesiyle okyanus kabuğuna yeni katmanlar eklenir. Bu yeni kabuk sertleşdikten sonra yılda 1 ile 10 cm kadar ilerliyerek yavaş yavaş okyanus sırtından iki yana doğru yayılır. Böylece okyanus sırtları suyun altında yüksek sırdağlar oluşturur. Yerkabuğu çok sayıda eğri levhanın yan yana dizilmesiyle oluşan bir bütün olarak düşünebilir. Bu levhalar mantonun oldukça yumuşak üst katmanına oturduğu için sağa sola hareket edebilir. Okyanus sırtları, okyanus çukurları ve bazı uzun kırıklar yalnızca levhaların kenarlarında oluşur; bu kırıkların olduğu yerlerde de levhalar kayarak birbirinin üstüne binebilir. Levhalardan çoğunun üzerinde bu levhalarla birlikte hareket eden bir ya da birkaç kıta bulunur. Nitekim, bir zamanlar iki kıtaya ayıran okyanus kabuğunun çökmesiyle kıtalar bazı yerde birbirine iyice yaklaşmış, hatta üst üste binmiştir. Örneğin aralarındaki okyanus kabuğu cökmesi sonucunda Hindistan ve ile Asya kıtası çarpışmış ve iki karanın kenarları yükselerek Himalaya Dağları'nı oluşturmuştur. Büyük ve şiddetli depremlerin hemen hepsi bu levhaların kenarlarında, bir levhanın öbürünün altına girmesiyle olur. Aynı biçimde, en etkin yanardağlar da okyanus kabuğunun ya İzlanda'da olduğu gibi yükselerek sırta dönüştüğü ya da Andlar'da olduğu gibi çökerek kıtaların altına girdiği yerlerde bulunur. Okyanus tabanının yanlara doğru yayılarak genişlemesi çok çarpıcı bir biçimde kanıtlanmıştır. Bu kanıtlamanın en önemli dayanak noktası da Dünya'nın magnetik alanının yukarıda anlatıldığı gibi zaman zaman yön değiştirmesidir. Yerkabuğunun derinliklerindeki erimiş magma yüzeye çıkarak kristalleşirken bazı mineral parçacıkları mıknatıslanır. Böylece her biri Dünya'nın magnetik kutuplarını gösteren küçük birer mıknatısa dönüşür. Jeologlar yaşları bilinen lav katmanlarının, yapılarındaki mıknatıslanmış parçacıklar bazen kuzey, bazen güney magnetik kutbuna yönelecek biçiminde yan yana yerleştiğini saptamışlardır. Bunun nedeni, bir katmandaki mıknatıslanmış parçacıkların kuzey ve güney kutuplarının Dünya'nın magnetik kutuplarına uygun olarak dizilmesi, sonra magnetik kutuplar yön değiştirdiğinde üstteki yeni katmanda bulunan parçacıkların bir önceki katmandakilere ters yönde yerleşmesidir. Kısacası okyanus kabuğu magnetik bantlı dev bir kayıt aleti, yani bir teyp gibi Dünya'nın magnetik alanındaki bütün değisikleri bir bir kaydetmiştir. Levha hareketleri Levha hareket teorisi'ne tektonik levha teorisi olarak da bilinir göre Yer'in en dış kısmı iki tabakadan oluşur kabuğu da kapsayan litosfer ve mantonun katılaşmış dış kısmı. Litosferin altında astenosfer bulunur, bu mantonun yüksek viskoziteli olan iç kısmıdır. Litosfer, astenosferin üzerinde, tektonik levhalara ayrılmış bir halde yüzmektedir. Bu plakalar belli temas noktalarında üç tür hareketten birini gösterirler yaklaşma, uzaklaşma veya yanyana kayma. Bu temas noktalarında depremler, volkanik faaliyetler, dağ oluşumları ve okyanus dibi hendekler oluşur. Ana plakalar şunlardır Afrika plakası, Afrika'yı kapsar. Antarktik plakası, Antarktika'yı kapsar Avustralya plakası, Avustralya'yı kapsar. Hint plakası ile 50-555 milyon yıl önce birleşmiştir Avrasya plakası, Asya ve Avrupa'yı kapsar. Kuzey Amerika plakası, Kuzey Amerika ve kuzey-doğu Sibirya'yı kapsar Güney Amerika plakası, Güney Amerika'yı kapsar. Büyük Okyanus plakası, Büyük Okyanus'unu kapsar Önemli küçük plakalar arasinda Hint plakası, Arabistan plakası, Karaip plakası, Nazka plakası, Skotia plakası ve Anadolu plakası sayılabilir. Aşınma Kıtaları oluşturan güç, levha hareketlerinin motoru olan Yer'in iç enerji kaynağıysa, çok daha büyük bir dış enerji kaynağı, kıtaları aşındırarak yok etme sürecinde etkili olur Güneş enerjisi. Atmosfer hareketlerini ve su döngüsünü sürdürmek için gerekli enerjiyi sağlayan güneş ışınları, su ve rüzgar aşındırması ile kıta yüzeylerinden koparılan minerallerin yine bu iki araç yardımıyla okyanus tabanlarına taşınarak çökmesine yardımcı olur. Bu mekanizma ile okyanus kabuğu üzerinde gittikçe kalınlaşarak biriken tortul kaya katmanı, dalma-batma mekanizması sırasında yerküre içlerine taşınarak yeniden erir. Aşınma mekanizması, suyun yerçekimi etkisi altındaki hareketlerini izler, yüksek dağların aşınarak alçalmasına, okyanus derinliklerinin dolarak yükselmesine yol açar, sonuçta yer yuvarlağının girinti ve çıkıntılarının törpülenerek çekim etkisi ile belirlenmiş ideal jeoit biçimine yaklaşması yönünde çalışır. Güneş Sistemi’nin Oluşumu Güneş Sistemi’nin oluşumu ile ilgili farklı teoriler ortaya atılmıştır. En geçerli teori sayılan Kant-Laplace teorisine Nebula teorisi de denir. Bu teoriye göre, Nebula adı verilen kızgın gaz kütlesi ekseni çevresinde sarmal bir hareketle dönerken, zamanla soğuyarak küçülmüştür. Bu dönüş etkisiyle oluşan çekim merkezinde Güneş oluşmuştur. Gazlardan hafif olanları Güneş tarafından çekilmiş, çekim etkisi dışındakiler uzay boşluğuna dağılmış ağır olanlar da Güneş’ten farklı uzaklıklarda soğuyarak gezegenleri oluşturmuşlardır. Dünya’nın Oluşumu Dünya, Güneş Sistemi oluştuğunda kızgın bir gaz kütlesi halindeydi. Zamanla ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle, dıştan içe doğru soğumuş, böylece iç içe geçmiş farklı sıcaklıktaki katmanlar oluşmuştur. Günümüzde iç kısımlarda yüksek sıcaklık korunmaktadır. Dünya’nın oluşumundan bugüne kadar geçen zaman ve Dünya’nın yapısı jeolojik zamanlar yardımıyla belirlenir. Jeolojik Zamanlar Yaklaşık 4,5 milyar yaşında olan Dünya, günümüze kadar çeşitli evrelerden geçmiştir. Jeolojik zamanlar adı verilen bu evrelerin her birinde , değişik canlı türleri ve iklim koşulları görülmüştür. Dünya’nın yapısını inceleyen jeoloji bilimi, jeolojik zamanlar belirlenirken fosillerden ve tortul tabakaların özelliklerinden yararlanılır. Jeolojik zamanlar günümüze en yakın zaman en üstte olacak şekilde sıralanır. Dördüncü Zaman Üçüncü Zaman İkinci Zaman Birinci Zaman İlkel Zaman İlkel Zaman Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları Sularda tek hücreli canlıların ortaya çıkışı En eski kıta çekirdeklerinin oluşumu İlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve radiolariadır. Birinci Zaman Paleozoik Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları Kaledonya ve Hersinya kıvrımlarının oluşumu Özellikle karbon devrinde kömür yataklarının oluşumu İlk kara bitkilerinin ortaya çıkışı Balığa benzer ilk organizmaların ortaya çıkışı Birinci zamanı karakterize eden canlılar graptolith ve trilobittir. İkinci Zaman Mezozoik Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve ammonitler bu zamanın sonunda yok olmuşlardır. Zamanın önemli olayları Ekvatoral ve soğuk iklimlerin belirmesi Kimmeridge ve Avustrien kıvrımlarının oluşumu İkinci zamanı karakterize eden canlılar ammonit ve dinazordur. Üçüncü Zaman Neozoik Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları § Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya başlaması § Linyit havzalarının oluşumu § Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki topluluklarının belirmeye başlaması § Alp kıvrım sisteminin gelişmesi § Nümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışı Üçüncü zamanı karakterize eden canlılar nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur. Dördüncü Zaman Kuaterner Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır. Zamanın önemli olayları İklimde büyük değişikliklerin ve dört buzul döneminin Günz, Mindel, Riss, Würm yaşanması İnsanın ortaya çıkışı Dördüncü zamanı karakterize eden canlılar mamut ve insandır. Dünya’nın İç Yapısı Dünya, kalınlık, yoğunluk ve sıcaklıkları farklı, iç içe geçmiş çeşitli katmanlardan oluşmuştur. Bu katmanların özellikleri hakkında bilgi edinilirken deprem dalgalarından yararlanılır. Çekirdek Manto Taşküre Litosfer Deprem Dalgaları Deprem dalgaları farklı dalga boylarını göstermektedir. Deprem dalgaları yoğun tabakalardan geçerken dalga boyları küçülür, titreşim sayısı artar. Yoğunluğu az olan tabakalarda ise dalga boyu uzar, titreşim sayısı azalır. Çekirdek Yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım ergimiş haldedir. Manto Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Mantodaki Alçalıcı-Yükselici Hareketler Mantonun alt ve üst kısımlarındaki yoğunluk farkı nedeniyle magma adı verilen kızgın akıcı madde yerkabuğuna doğru yükselir. Yoğunluğun arttığı bölümlerde ise magma yerin içine doğru sokulur. Taşküre Litosfer Mantonun üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmandır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir. Daha çok silisyum ve alüminyum bileşimindeki taşlardan oluşması nedeniyle sial de denir. Yerkabuğunun altındaki bölüme ise silisyum ve magnezyumdan oluştuğu için sima denir. Sial, okyanus tabanlarında incelir yer yer kaybolur. Örneğin Büyük Okyanus tabanının bazı bölümlerinde sial görülmez. Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir. Kıtalar ve Okyanuslar Yeryüzünün üst bölümü kara parçalarından ve su kütlelerinden oluşmuştur. Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta denir. Kuzey Yarım Küre’de karalar, Güney Yarım Küre’den daha geniş yer kaplar. Asya, Avrupa, Kuzey Amerika’nın tamamı ve Afrika’nın büyük bir bölümü Kuzey Yarım Küre’de yer alır. Güney Amerika’nın ve Afrika’nın büyük bir bölümü, Avustralya ve çevresindeki adalarla Antartika kıtası Güney Yarım Küre’de bulunur. Yeryüzünün yaklaşık ¾’ü sularla kaplıdır. Kıtaların birbirinden ayıran büyük su kütlelerine okyanus denir. Kara ve Denizlerin Farklı Dağılışının Sonuçları Karaların Kuzey Yarım Küre’de daha fazla yer kaplaması nedeniyle, Kuzey Yarım Küre’de; Yıllık sıcaklık ortalaması daha yüksektir. Sıcaklık farkları daha belirgindir. Eş sıcaklık eğrileri enlemlerden daha fazla sapma gösterir. Kıtalar arası ulaşım daha kolaydır. Nüfus daha kalabalıktır. Kültürlerin gelişmesi ve yayılması daha kolaydır. Ekonomi daha hızlı ve daha çok gelişmiştir. Hipsografik Eğri Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir. Kıta Platformu Derin deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı ovaları arasındaki en geniş bölümdür. Karaların Ortalama Yüksekliği Karaların ortalama yüksekliği 1000 m dir. Dünya’nın en yüksek yeri deniz seviyesinden 8840 m yükseklikteki Everest Tepesi’dir. Kıta Sahanlığı Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m derine kadar inen bölüme kıta sahanlığı şelf denir. Şelf kıtaların su altında kalmış bölümleri sayılır. Kıta Yamacı Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür. Denizlerin Ortalama Derinliği Denizlerin ortalama derinliği 4000 m dir. Dünya’nın en derin yeri olan Mariana Çukuru denzi seviyesinden m derinliktedir. Derin Deniz Platformu Kıta yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş bölümüdür. Derin Deniz Çukurları Sima üzerinde hareket eden kıtaların, birbirine çarptıkları yerlerde bulunur. Yeryüzünün en dar bölümüdür. Dünya'nın hareketi Dünyanın kendi çevresinde dönüşünü gösteren bir animasyon Dünya kendi çevresinde 23 saat, 56 dakika, saniye ve güneş çevresinde 365 gün, 6 saat, 48 dakika hareket eder. Günlük ve yıllık hareketlerine bağlı olarak gece, gündüz, mevsimler, kayaçların oluşması ve diğer canlılık ve biyolojik olaylar gerçekleşir. Mevsimlerin oluşmasında etken ise 23 derecelik eksen eğikliğidir. İsim Uzaklık Dönüşü Ay 3, km 27 gün, 7 saat, dakika 238,700 mi Hareketleri Sürekli olarak hareket eden dünyanın iki çeşit hareketi vardır. Bu hareketlerden birisi kendi ekseni etrafında olur ve batıdan doğuya doğrudur. Bu dönmesini 24 saatte tamamlar. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki bu dönmesi ile birlikte olan ikinci hareketi ,güneş etrafındadır. Güneş etrafında dünya, elips şeklinde çok geniş bir yörünge üzerindeki hareketini de 365 1/4 günde, yani bir yılda tamamlar. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki ve güneş etrafındaki bu iki hareketi, iki önemli olaya sebep verir. Kendi ekseni etrafında dönmesi ile gece ve gündüz, güneşin etrafında dönmesi ile mevsimler meydana gelir. Dünyanın yüzeyi Dünyanın yüzölçümü kilometrekaredir. Bunun % 70 denizler kilometrekare, % 39,u karalar , kilometrekare dir. Kuzey kutup çevresinde karalarla çevrilmiş bir deniz, Güney Kutup çevresinde denizlerle kuşatılmış bir kara parçası vardır. Sorunu TaratKitaptan resmini çek hemen cevaplansın. Coğrafya6 ay önce1 Cevap54 Kez1. Dünya'nın merkezinde yer alan en sıcak Dünya'nın benzediği geometrik Dünya'nın dört filin sırtında olduğunu düşünen Canlıların yaşadığı Dış çekirdek ile yer kabuğu arasında kalan Çekirdeğin dış bölümünü oluşturan "Belirlediğimiz bir noktadan sürekli aynı yöne gittiğimizde başladığımız noktaya geri döneriz." görüşünü savunan bilim insanıdır. Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. İşte Cevaplar Cevap İpuçlarından yararlanarak kavramları bulmacaya Dünya'nın merkezinde yer alan en sıcak katmandır. = İÇ ÇEKİRDEK2. Dünya'nın benzediği geometrik cisimdir. = KÜRE3. Dünya'nın dört filin sırtında olduğunu düşünen uygarlıktır. = ESKİ HİNTLİLER4. Canlıların yaşadığı katmandır. = YER KABUĞU5. Dış çekirdek ile yer kabuğu arasında kalan katmandır. = MANTO6. Çekirdeğin dış bölümünü oluşturan katmandır. = DIŞ ÇEKİRDEK7. "Belirlediğimiz bir noktadan sürekli aynı yöne gittiğimizde başladığımız noktaya geri döneriz." görüşünü savunan bilim insanıdır. = MACELLAN Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli olmuştur. Başarılı İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir. Başarılı.. Kopyalandı.. Deprem Dalgaları Deprem dalgaları farklı dalga boylarını göstermektedir. Deprem dalgaları yoğun tabakalardan geçerken dalga boyları küçülür, titreşim sayısı artar. Yoğunluğu az olan tabakalarda ise dalga boyu uzar, titreşim sayısı azalır. Çekirdek Yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım ergimiş haldedir. Manto Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Mantodaki Alçalıcı-Yükselici Hareketler Mantonun alt ve üst kısımlarındaki yoğunluk farkı nedeniyle magma adı verilen kızgın akıcı madde yerkabuğuna doğru yükselir. Yoğunluğun arttığı bölümlerde ise magma yerin içine doğru sokulur. Taşküre Litosfer Mantonun üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmandır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir. Daha çok silisyum ve alüminyum bileşimindeki taşlardan oluşması nedeniyle sial de denir. Yerkabuğunun altındaki bölüme ise silisyum ve magnezyumdan oluştuğu için sima denir. Sial, okyanus tabanlarında incelir yer yer kaybolur. Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir. Yerin iç yapısı ile ilgili bilgilere nasıl ulaşılır? Yerin İç Yapısı Hakkındaki Bilgiler Nasıl Elde Edilir? Deprem dalgalarından, Volkanlardan çıkan malzemelerden, Kayaçların yapısından, Yer kabuğundaki sıcaklık değişiminin incelenmesinden, Maden arama faaliyetleri esnasındaki kazılardan elde edilir. Yerin iç yapısı ile ilgili bilgilerimizin temel kaynağı nedir? Bu katmanların özellikleri hakkında bilgi edinilirken deprem dalgalarından yararlanılır. Yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. Yerkürenin iç yapısı hakkında bilgi veren kanıtlar nelerdir? Yerçekimi gravite, yer manyetiği, depremlerin ve nükleer patlatmaların ürettiği sismik dalgalar gibi bazı jeofizik araştırma araçları kullanılarak yerin fiziksel yapısı incelenmiş ve önemli bilgilere ulaşılmıştır. Dünyanın iç yapısı hakkında bilgiler nasıl elde edilir? Dünya gezegeninin iç yapısına ilişkin şu anki çağdaş bilimsel kavrayışımız, sismik görüntüleme tekniklerinin yardımıyla elde edildi. Sismik görüntüleme, depremlerin ürettiği ses dalgalarının ölçümü ve farklı katmanlardan geçişin bu dalgaları ne kadar yavaşlattığı gibi incelemelerle gerçekleştirilir. Yerin iç yapısı kaça ayrılır? Dünya’nın iç yapısı küresel katmanlardan bir dış silikat katı kabuk, son derece viskoz astenosfer ve üst manto, alt manto ve daha az viskoziteye sahip bir sıvı dış çekirdek, ve katı bir iç çekirdekten oluşmaktadır. … Manto özellikleri nelerdir? Manto, yer kabuğu ile çekirdek arasında yer alan, derinliğe göre değişen ısıya sahip bir yer katmanıdır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastikimsi özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Dünyanın iç yapısı nedir? Dünyanın iç yapısı bir dış silikat katı kabuk, oldukça viskoz bir astenosfer ve manto, mantodan çok daha az viskoz olan sıvı bir dış çekirdek ve katı bir iç çekirdek olmak üzere küresel kabuklarda katmanlıdır. Yerkürenin yapısı başlangıçtan günümüze nasıl değişmiştir açıklayınız? 3. Yerkürenin yapısı başlangıçtan günümüze nasıl değişmiştir? Açıklayınız. Cevap Dünya ilk oluştuğu zaman yerküreyi meydana getiren akıcı maddeler daha homojen bir yapıdaydı. Zamanla yer çekiminin etkisiyle yoğun maddeler merkezde daha az yoğun maddeler ise yüzeyde toplanarak katmanlı iç yapı oluşmuştur. Bilim insanları dünyanın iç yapısını incelemek için hangi yöntemleri kullanmaktadır? Cevap Bilim insanları; yer kabuğunu oluşturan faklı derinlikteki kayaçları inceleme, depremler sırasında oluşan sismik basınç dalgalarının Dünyanın katmanlarındaki yayılımını inceleyerek bu katmanların ortalama yoğunluğu hesaplama, volkanik faaliyetler ile ortaya çıkan malzemelerin yapısını ve yerkürenin manyetik … Dünyanın yapısında neler var 3 sınıf? Dünya katmanlardan oluşan bir gezegendir. Dünya üzerinde yaşadığımız ve yararlandığımız bu katmanlar 3e ayrılır. Bu katmanlar; kara katmanı, su katmanı ve hava katmanı olarak 3 katmandan oluşmaktadır. Kara katmanı; dünyanın dış kabuğunu oluşturan katmandır. Dünyanın yapısı neden oluşur? Güneşin oluşumunun tamamlanması ile beraber güneşten kopan bir parça üzerinden dünyanın meydana geldiği biliniyor. Özellikle birçok farklı göktaşı ile beraber çarpışma üzerinden, farklı maddelerin milyarlarca yıl içerisinde değişim göstermesi üzerine dünyanın yapısı oluşmaya başladı. Dünyanın iç katmanları nelerdir 10 sınıf coğrafya? Yoğunluğu ve sıcaklığı fazla olan maddeler Dünyanın merkezinde toplanmış, az olanlar ise dış kısmında kalmıştır. Bunun sonucunda Dünya; yoğunluk ve sıcaklık bakımından yer kabuğu, manto ve çekirdek olmak üzere üç katmandan oluşmuştur. Bu katmanlara geosfer adı verilmektedir. Dünyanın iç yapısı hangi katmanlardan oluşur 10 sınıf? Dünyamızın iç yapısı; çekirdek, manto ve yer kabuğu olarak üç katman halinde incelenmektedir. Dünyamızın iç yapısını oluşturan bu katmanlar yapısal olarak birbirinden çok farklıdır. Mantonun özellikleri nelerdir 3 sınıf? Mantonun diğer adı ise Ateş Küre olarak tabir edilir. Bunun sebebi sıcaklığıdır. Üzerinde yaşadığımız Yer kabuğuna göre sıcaklığı epey yüksektir. Mantonun yapısında ise yüksek oranda erimiş demir, magnezyum ve kalsiyum bulunur. Mantonun özellikleri nedir kısaca? 100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Deprem dalgalarının yansımalarını inceleyen bilim adamları, Dünya'nın iç çekirdeğinin merkezindeki ve dışındaki kristallerin farklı hizalandığını ortaya koydu. Bunun, gezegenin oluşumundaki büyük bir olaydan kaynaklanmış olabileceği belirtiliyor. Çinli ve ABD'li bilim insanlarının birlikte yürüttüğü araştırmada Dünya'nın en iç kısmının merkezinde farklı bir yapılanma keşfettiklerini öne sürüldü. Nature Geoscience dergisinde yayımlanan araştırmaya göre ekip, iç çekirdeğin dış kısmındaki demir kristallerin, iç kısmındakilerden farklı bir yapısı olduğunu düşünüyor. Dünyanın merkezine doğru kazarak ilerlemek mümkün olmadığından, bilim insanları depremlerin yarattığı titreşimleri inceleyerek bazı analizler yaptı. Buna göre depremin titreşimleri, Dünya'nın katmanlarında farklı şekilde ilerliyor. Illinois Üniversitesi'nden Profesör Şiaodong Song, söz konusu titreşimleri "Dalgalar Dünya'nın bir yanından diğer yanına gidip geliyor" ifadeleriyle açıklıyor. Prof. Song ve meslektaşları, bu durumu Dünya'nın iç kısmında yer alan ve Ay büyüklüğündeki katı katmana bağlıyor. Bilim insanları, bu katmanın iki kısmı olduğunu ileri sürüyor. Sismik dalgalardan toplanan veriler, iç çekirdeğin iç kısmında yer alan kristallerin Doğu-Batı yönünde hizalandığını ortaya koyuyor. Kuzey kutbundan bakıldığı takdirde, söz konusu kristal tabakanın ters dönmüş olarak göründüğü belirtiliyor. Öte yandan iç çekirdeğin dış kısmındaki kristallerin ise Kuzey-Güney yönünde hizalandığı, Kuzey kutbundan bakıldığında ise dikey gözüktüğü ifade ediliyor. Prof. Song, iç çekirdekte keşfedilen yeni oluşum ve katmanların, Dünya'nın uzun geçmişine dair kendilerine yeni bilgiler sunabileceğini ileri sürüyor. Yaklaşık 5 bin kilometre derinlikte yer alan iç çekirdek, yaklaşık bir milyar yıl önce katılaşmaya başladı. Katılaşan çekirdek her yıl 0,55 milimetre genişliyor. Son araştırma ile kristallerin farklı hizalandığı bilgisinin ortaya konması, bu katmanların da farklı koşullar altında oluşmuş olabileceği fikrini doğuruyor. Bu fikir, Dünya'nın oluşum sürecinde belki de ani bir değişim yaşandığını düşündürüyor. Cambridge Üniversitesi'nden Profesör Simon Redfern ise araştırmayı şu sözlerle yorumluyor "Gezegenin katı çekirdeğinin merkezine doğru ilerlemek, adeta zamanda ilerlemek ve Dünya'nın oluşumuna geri dönmek gibi bir şey. Bazı kişiler sismik dalgaların hareketinde farklılıklar gözlemlemişler ancak bunun kristalleşmiş demirin farklı katmanlarda farklı hizalanmasından kaynaklandığını belirtmişler. Eğer bu doğruysa, çekirdeğin oluşumundaki dönüşüm sırasında çok önemli bir şey yaşandığı ve iç çekirdekteğin dış kısmındaki kristallerin Kuzey-Güney yönünde hizalanmasına neden olduğu ortaya çıkmış oluyor." Profesör Simon Redfern, "Prof. Song'un ileri sürdüğü iç çekirdekteki hizalanma biçimi, bir milyar yıl önce Ekvator'a yakın duran antik kayaların tuhaf mıknatıslama sistemlerini açıklıyor olabilir. Ancak şimdilik söz konusu yazılı teorinin, Dünya'nın iç çekirdeğindeki sismik kalıtların analizleri ile karşılaştırılmasından farklı yollarla da test edilmesi lazım" diyor. Kaynak BBC

çekirdeğin dış bölümünü oluşturan katmandır